31 Ekim 2009 Cumartesi

Kokular Neler Anımsattı Neler? - mim

Meltem beni mimlemiş, Kokular ve  bize anımsattıkları

Parfümlerle aram güzel olsada isimlerini aklımda tutamam. Ama devamlı kullanılan bir kokuyu duyunca kullanan şahıs gelir aklıma. Bence herkesin kendine yakıştırdığı sabit bir parfümü olmalı.

Burberry klasik benim parfümüm yıllardır, nerde duysam ay ben kokuyırum derım :P

Jean Paul Gaultier duysam kocaacım geldi sanırım :))

Deterjan kokusu alo sanırım yumoşla birlikte olunca 13-14 yasındayken ablamda supermario oynarken etrafa misgibi deterjan kokusu yayılırdı o ana hemen flashback yaparım burnuma gelir gelmez :p

Kolonya kokusu direk hastanelere ışınlanlar beni sevmem elime dökmeyi oyüzden.

O bu değilde temizlik sonrası evin içi mis kokar ya işte onu hiç bir kokuya değişmem.

Farkındayım mim amacını şaşırdı:D  aklıma bunlar geldi içimi dökeyim dedim :p

Özellikle birini mimlemiyorum.Cevaplamak isteyen olursa herkes üzerine alınabilir :)

30 Ekim 2009 Cuma

Kışt Kışt.. KIŞ..


Birbucuk günlük tatilimiz bitti ve iş başı yaptık. Geçen yıl dakikalarca Ortaköy'de boğazı ışıl ışıl yapan  hayranlıkla izlediğimiz 29 ekim kutlamalarına bu yıl okadar istememize rağmen katılamadık. Kocişkonun  arada gelen üşüme halleri soğukda durup dahada üşütmesin diye gitmedik.
(gecenyıl ortaköy)
Ama genede kırmızı beyaz giyip Optimum avm'ne gittik. Mamaları yedikten sonra öylesine bir bakalım diye Media Markt'a girdik.  Fotoğraf makinamız vardı ama öldü ölücek can çekişir moddaydı. Nezamandır istiyordum zaten. O mu bu mu derken Samsung ST 500 aldık.

 Dünyanın en iyi lenslerinden schneider lens'i varmış ve çekim kalitesi yüksekmiş objektifin yanındaki ekranı sayesinde cocukların ekranana bakmama olayını bitirecek birşey yapmışlar palyaçolar dans ediyor ve cocuklar objektife bakıyor. Bu özelliği kendinizi görebilme şansı tanıyor cocuksuz ortamda. Ve gülümseme modu var. Deklanşöre basmasanızda gülümsediğiniz an çekiyor makina :D çok cici güldüğün an yakalıyor akşam baya bir denedik. Natürlih :p
 Bizim aldıgımız rakamdan Nette  %25 daha ucuz ama elimle dokunayım kokusunu alayım derseniz bizim gibi  teknosadan media markt hepsinin fiyatı aynı . 14 gün  içinde beğenmessek iade şansımızda var . Bakalım deneyeceğim.
Atasay'a da uğradım Bu yüzüğe'de canlı kanlı dokunayım dedim. Parmağıma göre olanı yoktu. Sanki nette daha bir parlak duruyor. Genede benim hoşuma gitti. Ayrıca yüzük nette %25 daha ucuz. Ama benim sanal fobim devam ediyor.
 İnternetten şimdiye kadar sadece biletix ve mybilet 'den alışverişim oldu.
Onun dışında ı ıh alamıyorum elim gitmiyorrrr:)

Çarşamba günü yarımgün fırsatını kullanıp saçlarımı uçlarından aldırdım ve röflemi yeniledim baya bir götürür beni. Kuaföre gitmeyi sevmiyorum nedense.

29 Ekim 2009 Perşembe

Atatürk Öldü Biliyor musun ?

O ağlayan gözleri o büzüşük dudakları,Hem ısırma hissi hem mutluluk veriyor.

(Türkiye - Belçika maçı)
Cumhuriyetimizin 86.yaş günü, bayrağımız camda hatta bizim 1,5 yıldır duruyor mutfak camının önünde, bugünü sokaklara cıkıp kutlayacagız. Kırmızı beyaz giyinip bayrağımız elimizde akşam Ortaköy'deki yürüyüşde olacağız. Gururla gireceğiz bu Doğum Gününede.
Doğum Günün Kutlu Olsun canım Ülkem..

28 Ekim 2009 Çarşamba

Koza'yı Güzel Parçalamakta İş..


Akşam kocimin askerden izne gelen kuzeni bizdeydi. Askerlik yaramış zayıflamış ee yaşıda büyüyor düşünceleride oturmaya başlamış.

Yemeğimizi yedik alelacele akşam misafir olunca en güzel seçenek pizza oluyor. Etobur biri olarak Dominos turkish pizza'sını sevıyorum, ama bir eleştirim var pizza değil "hamur üstü malzeme" mübarek. Peynir tadı almak git gide zorlaşıyor dominoss pizzalarında. Pizza Hut olsa yakında onu tercih edeceğiz ama el mahkum en yakın Dominos.
Kuzen de bizim gibi nargile seviyormuş, güzel bir nargile yaptı kocişko zaten askerin hikayesi bitmez o anlattı biz dinledik.

(İpek böcekleri kozalarının içinde duvaklı gelin gibiler)
Teyzeciğimizide görmeyeli bayağı uzun zaman olmuştu evine bırakmaya askerkuzeni götürürken biraz otururuz orada dedik sohbet muhabbet öyle güzeldi ki, yarım olmuş kalktıgımızda iş olmasa gene oturulurdu. Diğer kuzen de cumartesi evleniyor. Gelinliğini gösterdi kızlar bir araya geldimi neyapar hemen susmadan konuşur bizde geleneği bozmadık her detay için ayrıca plan yaptık. Saçın açık olsun taçdaki incilere uygun inci küpelerini tak,papilerin içine corap giy kaydırmıyor ayagı, stress yapma anın tadını cıkar kafana takma sorunlar illaki çıkıyor hiçbirşey senin gününden önemli değil sonra benim düğünüm ne cabuk geçti diyeceksin, nikah salonuna girip perde açılana kadar hiçbirşey anlamıyorsun alkışı görünce hayat duruyor sanki diye brifingleri verdim :P. Öhöm öhöm bizde eskidik yaaa, 1,5 yıl önce ben soruyordum napılır napılır diye.. Güzel bir gelin olacak kendiside pek güzel zaten.

Evlilik zor zanaat hakikaten, keyfine varmak da şahsın elinde kabusa çevirmekte.

Net'deki yazılardan birinde şöyle diyor; Eğer evlilikte kadının saçlarının hiç yağlanmadığı ve adamın geceleri terlemediği düşünülüyorsa, asla kavga edilmeyecek ve lavabo tamir edilirken dahi gülüşüp öpüşülecek zannediliyorsa zaten beklenti bir evlilik değil, bir amerikan filmini yaşamaktır.

aynen bu mudur  budur. :)

27 Ekim 2009 Salı

Kış Sezonunu Açtım


Artık karanlıkta çıkıyoruz şirketten ve karanlıkta iniyorum servisden bu demek oluyor ki kış sezonuna girdim. Servisden inince eve yürümeyeceğim. Kocim dün ilk seansını yaptı. Onu beklerken marketten alışveriş yaptım hazıır taşıyacak biride var diye kasaya geldiğimde fark ettim kredi kartım yok sıkkullandıgım, diğerlerini zorunlu olmazsam kullanmıyorum herbirinin kesim tarihi farklı günde unutuyorum ödemeyi sonra .

Pazar günü dolaşırken yanımda canta cüzdan taşımıyım diye ehliyetim ve en sık kullanıdıgım kredi kartımı aşkonun cüzdanına koymuştum unutmuşum. Dün kimliksiz biriydim. Ölsem şuracıkda kimse üstüne alınmaz , hiçim ben bugun diye makarasını yaptım tümgün:P

(caddebostan sahil,yürüyüş yolu)

Neyse sonra hallettik alışverişin bir kısmını yaptık ıvır zıvır abur cubur . Gecen hafta mesaiyle geçtiğinden ev tam takır kuru bakırdı. Akşam öyle yorgun ve uykuluydum ki bir patates kızartıp pattos yapmak bile zor geldi.Aşko patatesleri doğradı attı fritöze, ben salata yaptım yedik kalktık mutfak toparlaması derken saat 21:00 oldu.
 Gazete okuyayım dedim biraz, gazeteye arkadan çat diye bir vurdu benim içine hinlik kaçmış kocam, korkutmak için gözümden yaş geldi :D o an ağzımdan istenmeyen cümleler çıkmış farkında  değilim:p  Bırak gazeteyi herzaman okursun, ben bir haftadır yokum benle ilgilen diye bana gazetede okutturmadı :d  dünya görüşümü engelliyorsun,  entellektüel kıvrımlarıma (nasıl bir cümledir bu yarab haha) taş koydun seni dünya gazetesi okur temsilcisine şikayet edeceğim okuma hakkım engelleniyor diye :D, dediysemde bolca güldük .

Heyt gözümden uykuda akıyor full mac yorumları acıktı televizyonda zaten. İzlerken uyuya kalmışım 23:00 gibi.

Yarın yarım gün perşembe tüm gün tatil. Yaşasın 29 Ekim.

26 Ekim 2009 Pazartesi

Bir Masum Mor Menekşe Ağlıyor mu Ne ?

Cumartesi günü canımcım çalışıyor bende rutinleri yapıyorken Rakı balık için büyük görümcemler davet ettiler.  Mesai kesin yok diye hazırlamıştık kendimizi. İşleri uzayınca iptal oldu tüm planlar.bende dedim akşam kendi başımın çaresine bakayım dürüm yaptım kendime iki ısırık aldım Enişte geldi hadi cıkıyoruz Mario'da oraya gelicek. Gittik  balıklar alınmış sofralar kurulmuş fakat Supermario'cum işten çıkamamıştı. Biz başladık sohbet muhabbet ama boğazımda düğüm var içemiyor yiyemiyor diye.  22,30 oldu geldi Meğer beyefendi yemiş 5tn lahmacun karnı tokmuş ama ayıp olmasın diye sesini cıkarmadı yedi :D İçti yarıma geliyordu kalktık. Keyifli bir akşam oldu evdeki dürümü sabah yedik afiyetle:))

Pazar sabah Sabah
Ve pazar sabah canımaşkım kalkmış kahvaltıyı hazırlamaya aslında ben duyuyorum sesini ama duymamazlıga geliyorum:P Aksilik bu ya gözlerimi açasım var deli gibi ama uyuyor durmalıyım içerde hazırlık var çıkıp süprizi bozmak olmaz:) Her tabak tıkırtısında ne yaptıgını bulmaya çalışıyorum evet cayı koydu suyu ısıtıyor yumurta kırdı falan diye:D  Ekmek almaya cıktı kapı kapanma sesi gelir gelmes mutfaga koştum ne yapmış bakmalyım yarım göz bakıyorum sonra bakmıyım yanında şaşıramazsın herşeyide bilme diye frenliyorum:D

Salona baktım masayı kurmuş enrenkli cıvıl cıvıl örtüyü sermiş, Yumurtayıda ben kırıyım, geldiğini duyar duymaz koşarım yataga dedim. Kırdım kapıya anahtar girer girmez sanki yanlış bişi yapıyormuşum gibi heyecandan yerimde zıpladım :D nereye girsem kapının arkası yok cıkamam  eğilcek yerde yok diye saniyeler içerisinde fikirler dönüyor beynimde. Şans bu ya anahtar takıldı bana 2 sn kazandırdı hemen koştum yataga uyuyormuş gibi yapmaya devam :D 
Geldi yanıma muzur cocukların surat astıkları anki triple "ben hazırlıyordum kahvaltıyı kötü kıs "diye fırcaladı beni:D En tatlı kahvaltıydı..

Ve Maç'a Saatler Kala

Derbi için Öğleden sonra Cadde'de havayı soluyalım diye giyindik formalarımızı cıktık. Akın akın insnalar dolmuş yaşlıdan gencine pusetteki bebeklere kadar herkes formalı. Öyle güzel oluyor ki atmosfer insanlar deşarj oluyor ve her FB'li yürürken gözgöze geldiğinde birbirine gülümsüyor selam veriyor o çatı altında herkes tanıdıgı biriymiş gibi birbirini mutlu.

Havada güzeldi coşku arttıkca artıyordu, yemeğimizi yedik ve FB'li toplanma mekanı var Nazlı onun oradada takıldık eve dönmeden önce. Ve yolda 6s kafileyi gördük polis kortejinde metrobüs hattının yolunda kapanmışlar benim içine holigan kaçmış kocam napmasın okadar polis varken ladorla yanlarından geçiyorduk şişşşşt şişttt diye bakmalaarını sağlayıp sonra bayağı bir saydırdı :D aşkım plakayı alıp bildiricekler sus diyorum yok bagırıyor :D onlarda karşılıklı el kol hareketi yaptılar birbirlerine. Ve birkez daha gördüm bu tarz bağrışmaların laf sokmaların yaşı yok:D
Eve  Gider gitmez atmosfer başladı zaten daha hazırlık antremanında nekadar heyecanlı geçeceği belliydi 6s'lılar çirkefliklerine başladılar, "sözde" kaptanları Arda'nın çoluk cocuk muhabbeti hareketleriyle.
Hiç birşey yenmiyor içilmiyor böyle maçlarda. Çünkü kocacım yerinde duramıyor bagırıyor saydırıyor çay aldım bir kupaya stressden üşüme geldi bir şahlandı bir pozisyonda çay dökülcekti.
Stadda çalan Nilüfer ve bir masum mor menekşe  6s mor formalı hallerine istinaden pek yerindeydi cok güldük:D

(fb tv caddede cekim yaparken)
Gelenek bozulmadı 10'10 yaptık. En komiği ise bütün basın mensuplarının tek ortak noktada birleşmesiydi "Ne zaman Yenecek 6s Fenerbahçeyi ?" isimli soruydu:D

23 Ekim 2009 Cuma

REZİLLİK

Yazmıyım diyorum, Okudukca duydukca gördükce kan beynime sıçrıyor.

Blogum için yaşantımı arşivlemek demiştim, Bu da benim yaşadıklarımdan, hüzünlerim sinirlerim gözyaşlarım fikirlerim.
29 Ekim’e yaklaştıgımız günlerde varlığımızın armağanı Cumhuriyet’imizin 86. yılına girerken şu yaşadıklarımız hayal olmalı diye düşünüyorum. Ama değil ne yazıkki çıldırmamak elde değil..

25 yaşındayım tarihe şahit olmuş, uğrunda şehit olmuş dedemin dedesi ve askerliğini 4 koca yıl yapmış birkere söylenmemiş gururla anlatmış bir hacıdedemin torunuyum. Türk kanı ve Müslüman ahlakıyla yetişmiş bir Türk genci olarak bu rezilliğe dayanamıyorum.

İnançları diline dolayanlarla, gelen tehlikeyi görüp konuşmayan kişisel görüşünü ortaya koymayan, fikirlerinide oturdukları makam mevki koltuklarına peşkeş çeken insanlarla aynı ülkede yaşamak istemiyorum.. 

İyi niyetli olduklarını düşünüğüm Hükümet ve tamamen yurtdısındaki siyah beyaz ayrımını çözmek için siyahlarıda kendi içlerinde, iyi mertebelere getirerek olayı çözüme kavuşturan Amerika'yı örnek aldıkları belli olan  bir hamleyle Kürtler'e tanınan haklar.Şuan ki tabloyla bakınca nasılda ellerine yüzlerine bulaştırdıklarını görüyor tiksiniyorum.

Bekir Coşkun demiş ki, Vicdanın eridiği, mantığın yanıt veremediği, tüm değerlerin bittiği yerdir burası... nekadarda güzel demiş..

Çiçekle zılgıtla barış işaretleriyle karşılandı Teröristler .. Bu kadar mı aciziz. Anlamıyorum bu kadar ezikliği kabul edemiyorum. Kanıma dokunuyor binlerce Şehidimizin bu it sürülerini yok etmek ugruna kanları yerdeyken, bunlara böyle ihtimam gösterip salıverilmeleri. Gövde Gösterisine dönüşen geliş törenleri..

Bunlar artık pimi çekilmiş bomba gibi daha neler görücez! Kişisel tepkisini herkes koymalı Ülkede yaşanan bu gerginlikler için sokakdaki insanda sesini cıkarmalı. Tarih bunuda yazıcak 15 itin teslim oluş anında Türkiye'yi.. Ve ben geriye dönüp baktıgımda en azından tepkimi koymuş onurlu bir şekilde payıma düşeni söylemişim diyeceğim..
Yazıktır günahtır Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaya kimsenin hakkı yok!

Gece Gece Dışarıda

Bir haftadır tavuk gibi erkenden uyuyorum. Kocacım yok mesaileri aldı başını gitti ve tembelliğim hat safhada eve gidip tv izlerken pinekliyorum. 2gün önce arkadaşıma gittim hepsi o. Dün akşam aşk-ı tantuni olmasaydı gene erkenden uyurdum. Geçen hafta nasılda makara geçmişti aynı gün halbuki :)

Eve gelince beni uyumamış gören canım aşkım "1haftasonra seni uyanık görmek negüzel " dedi :p
Sohbet edebildik yoksa tüm mevzular gündüz olup işlerimize geçince telefon trafiği başlıyor günün krtiğini telefonda yapıyoruz.

Saat yarıma geliyordu gece hadi dedi kalk acısını cıkaralım dışarı cıkıyoruz. Ben eşofmanlarımla  hık pık yapana kadar o hadi hadi diye eliyle tempo tutarak motive etmeye  devam edince bende gaza geldim iyi peki dedim cıktık. Nereye gittiğimizi bilmeden:p
Acıbadem'de tüm fastfood ve kahve zincirleri açık oluyor belli bir saate kadar. Kendimizi buluverdik orada. Hazır Fenerbahçe'de maçı kazanmış 1-0 spikerin deyimiyle şıtaaaa'yı ahhaaha  ne güldüm yaa  şıtaa atıyor şıtaaa şıtaaa diye diye yedi beni keyifler enyüksek doz'da.

Hava ne serin ne sıcak güzel bir ekim gecesi ve bir bakıyorum Burger King'in otoparkı full. Bir deli biz değilmişiz gecenin bu saati yemek yeme derdine düşen diye seviniyorum:p Mamalarımızı yiyoruz  bir haftadır aynı evde yabancı gibi olduğumuz için:D  o geliyor ben uyumuş oluyorum ben uyanıgım aşko mesaide görüşebilmek ne mümkün sohbet muhabbet  geçiyor vakit. Bazen anı yaşamak enerji katıyor cok düşünmemek lasım ..koyver gitsin :)

22 Ekim 2009 Perşembe

Nazarlar Taşlara Gelsin




Bu yüzük çok hoşuma gitti. Baş parmağada takılabilir. Gümüş üzeri altın kaplama. Nazarboncuklarının renk renk oluşu cok sevimli. Bilekliği de güzel olur diye düşünüyorum.  Nazarlar Taşlara Gelsin hakikaten:P
incelemek için

20 Ekim 2009 Salı

Ev’de Çikolata Fondü Yapımı


Kahve dünyasına gidemediğim anlarda o bana geliyor. Tamamen derme çatma bir oluşumdur bu proje:)
Yapım derecesi:
 Evde fondü, çikolata krizi anında dakikalar içerisinde miğdesine düşkün her Türk gencinin yapabileceği kıvamda bir beceri ister:)

 Gerekli malzemeler
  • Benmari usulü ile eritilecek 100 gr. tablet yada kuvertür çikolata
  • İstediğiniz meyveler çilek, muz, ananas, vişne vs.
  • Ağzı açık bir tealight (ayfi'nin isteği üzerine "mumluk " açıklamasını yapıyorum : )
  • Isıya dayanıklı bir porselen geniş ağızlı bir kupa
Yapılışı:
Benmari usulü ile çikolatayı eritiyoruz. Tencereye bir miktar su, üzerine cam bir kase içine çikolata parçaları, kasenin suya değmemesi gerekiyor. Çikolata eriyene kadar bekliyoruz.
Amacımız kısık ateşde suyun buharıyla çikolatayı eritmek. Eriyen çikolatayı ısıya dayanıklı porselen kupaya koyup tealight’ın üzerine hava alacak şekilde yerleştiriyoruz.
Sonrası malum bandır bandır yemece:p

Go Cat Go

Sabah işe gelirken servisle, 560 mt tünelden tam tamına 14 dak. çıktık! Ne curcuna.Hergün 1saat trafik,
1 saatde akşam hayatımın 120 dakikası yollarda geçiyor peh.
Bu akşamdan itibaren aşko ful mesai haftasonuna kadar yalnızım aksamları 22:10'a kadar..
Dün akşam iş çıkışıda köprüde gene bir intihar vakası varmış. Ambulanslar ardı ardına geçti. Atlamamış, showmuş amaç. Ama sırf bizim servisde bile okadar cok sohbet döndü ki bu konu üzerine. " geliş yolu bomboş ordan atlasaya" "pazar günü atlasın tam atlamalık gün "  vs. şeklinde:D
Tüm trafiğin lanetini üzerine alan şahıs için üzülüyorum:)

Pazar günü Maç'da ilk yarı verilir verilmez ben bahçeye çamaşırları toplamaya cıktım, O da ne çamaşırlıgımın yanında kedi ayakları çığlık atmam bir oldu. Elim ayağım boşaldı, gözyaşlarımı tutamadım. Benim sesime oda öyle bir kaçtı ki kayarak resmen.

(tek sevdigim cat)

Çok korkuyorum kedilerden öyle böyle değil çook. Beni tanıyan herkes alışıktır bu çığlıklarıma korkularıma. Küçükken tırmalamıştı beni mutfak camında beslediğimiz sokak kedisi. Bu yüzden 40 tane aşı yemiştim karnımdan. O günden beri aramız hiç iyi olmadı.

Rüyalarıma girer ve ben üzerime bir kedi atladığını görerek uyanırım çoğu zaman. Gecen gece de olmuş, bağırmışım ağlamışım uykumda. Aşko söylediğin de hatırlamadım rüyayı ama sonra aklıma geldi hiç olmadık biryerde. Küçük ağzıyla beni ısırmaya çalışıyordu.

Su getirdi içtim ama gözyaşlarım durmuyor, hiçbeklemediğim biranda olduğu için sanırım bukadar etkilendim. Neyse tam geçti derken eşim battaniyenin üzerine yatmış dediğinde yeniden ağlamaya başladım. Daha yeni yıkamıştım öf hep beni bulur diye söylenene söylene İçim bir tuhaf oldu. Kimilerine göre anlamsız bukadar korku,   herhangibirşeye karşı cok korkan insanlar dışında beni anlayan yok gibi.
Ay neolcak o minicik,
pist desen gider korkma,
ay ama böyle yapma hamile kalınca nolur yavas yavas sev ,
gel ben sana sevdireyim hiçbişi yapmaz bak,
diye bitmek tükenmek bilmez cümleler. Kedilerde beni sevmiyor olsa gerek heryerde karşıma cıkarlar piknik yaparken burnumuzdan gelir kokuya gelirler, Yazın bir cafe'de otursak içeri kaçılır benim yüzümden ayağıma sürtülürlerse diye, Tatile gideriz turistler besler ben kapalı alanlara kaçarım gelmesinler yanıma diye.
Heryerde bukadar çok olan bir hayvandan korkmak hakikaten işkence:DKeşke diyorum şempazeden korksaydım yada nebiliyim beyaz kutupayısından:P

Dün akşamda yemek anında camın kenarında tıkırtı hissettim dedim gene geldi gene buldu beni:D şimdi gülüyorum ama o an sinirleirm tepeme cıktı kokuma mı geliyor bunlar diye. Ben hole kaçtım eşim çıktı pist mist yapmış ama "evcil sanırım yemek vericem sandı "dedi. Benimde çığlık anımda dkkatimi çekti temiz bir cat'di. Gönderdi onu, çamaşırlar da hala asılıydı cıkıp toplayamadım ben o olaydan sonra topladı katladı sağolsun aşkım, mübarek okadar yıkamışım ki çocukcağız içeri giremedi çamaşır katlamaktan :D

19 Ekim 2009 Pazartesi

Bazen Kaybetmek İyidir.



Stad atmosferi ve tribün sesini bilmeyenlere eklediğim müziğin uğultudan ibaret gelmesi normaldir:)

Pazar günü Fenerbahçe'nin Gaziantep'le saat 16:00'da olacak maçı vardı ve tüm planlar bu dogrultuda yapıldı.
Kahvaltımızı yapar yapmaz buraya zıpladık. Mis temiz havayla ciğerlere stok yaptıktan sonra eve geçtik. Maç için atmosferi hazırlayıp cips, bira, fındık fıstık 3'lüsünü forvete alıp beklemeye başladık maç saatini. Negüzelde yeniyorduk oysa .. gitti 9'da 9

Zaten bende diyordum ki, Haftaya 6s'la mac var. 10'da 10 diye gidilecek pek stress olacak futbolcuda taraftarda. Derbi heyecanı zaten baska birde böyle bir iddia eklenince epey zor olacaktı.
Ayrıca FB oldu da yenilirse 6s'ın galibiyeti daha bir anlam kazanacaktı.

O yüzden bazen iyidir iyidir.
----------------------------------------------------------------------

Akşam mamadan sonra ki ben yemedim ıvır zıvırdan miğdem dolmuştu.
Ben anlıyorumki evde olunca insan yemeden duramıyor hele ki biz. Resmen buzdolabının kapağı aşınıyor açıp kapanmaktan. Ve gene ansızın isteklerimden biri,

Fondü  istiyorum, ananaslı Nargile
Hemen nargile için ortamı ayarlıyoruz. Aşko mutfakta ben salonda işbölümündeyiz. Salondaki halıyı kenara toplayıp sehpaları cıkarıyorum.Malum kaçkere yere düşürdü kömürünü halımız yanmasın:)


 Kocacım nargileyi hazırlıyor camları açıyor. O sırada ben fondülük malzemeyi ayarlıyorum.
Nargile hazır dumanı tütüyor fondü cozur cozurr Tv'da Çokgüzelhareketlerbunlar başlıyor. Ohh değmeyin keyfimize.

Gece 5bölüm ardı ardına izledik lostu sabah da rahat uyandık. Sanırım bünye alışıyor artık:P

Tem'de cennet, Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi

Pazar Günü kahvaltıdan sonra hafif yağmur çiselerken karı koca eşofmanlarımızı giyindik.Evimize pek yakın olan insanın içini açan, mis gibi kokan, tertemiz duruşuyla hayran bırakan, tem otoyolunun içinde çöl de vaha bulmuş gibi sevindiren ngbb'ye yani mini cennete gittik.

  TEMA VAKFI Yönetim Kurulu Başkanı A. Nihat Gökyiğit'in, yol yapımı sırasında bozulan çevreyi onarmak suretiyle, rahmetli eşi Nezahat Gökyiğit adına, zaman içerisinde botanik bahçesine dönüşecek bir hatıra parkı kurma arzusuyla başlamış.


Şırıl şırıl su sesi otobandan geçen arabaların sesini kesinlikle bastırıyor ,Parkın heryerinde birçok havuz var .


Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, ilginç kurallarıyla kendine has.
Çimlere basmak serbest, Çimlere örtü sermek yasak
Piknik yapmak serbest, Bir sürü çardak var,

Top oynamak ip atlamak yasak
 Klavuz köpek dışında hayvan girmesi yasak.
Plastik hiçbir madde kullanılmamış. Her materyel tahta ve doğal.

Çocuklar için keşif alanı adı altında bitkilerin eğlenceli biçimde öğretilmesi ve tamamen doğal tahtadan oyuncaklar mevcut.


Envai çeşit bitki var birçok proje gibi özel bölgelerden kum ve bitki getirilmiş korunuyor.
Sülfatlı topraktan, kaktüslere, arı kovanlarından tatlı kuğulara kaz'lara kadar.
 
İster otur seyret manzarayı adım başı banklar mevcut dilenen heryerde oturacak alan var.
                
                    
                     
İstersen mis gibi havada koş yürü nefes al

Her ne yapılırsa yapılsın çok mutllu edeceği kesin. Çünkü hakikaten emek harcanmış hiçbir ticari menfaat gözetmeksizin tamamen sevgiyle korunan bir yer burası. En yakın zamanda havalar bozmadan tası tarağı toplayıp engüzel çardakda engüzel bir kahvaltı yapmayı not ettik eve dönerken.

17 Ekim 2009 Cumartesi

Kötüye İnanmaya Programlı mıyız?



Kötüye inanmaya programlı mıyız?

Yoksa siz de iyi eleştiri duyunca duymazdan gelenlerden misiniz? Yoksa siz de iyi eleştiriler alınca mütevazı olmaya çalışanlardan mısınız? Yoksa size de iltifatlar pek inandırıcı gelmiyor mu?

Ya sahi biz neden iyi eleştirileri yarım kulakla dinlerken, kalbimize tam alamazken kötü eleştirileri unutamıyoruz? Kötü eleştiriler neden günde beş öğün kulağımızda yankılanıyor, kabus kıvamında uykularımızı bölüyor?

Yoksa biz kötüye inanmaya mı programlıyız? Hadi örnekleyelim...
Biri bize işimizde çok başarılı olduğumuzu söylediğinde, etkisi cümle bittikten 5 saniye sonra geçer. Ama sonra biri çıkıp kusurlarımızı sıraladığında etkisi aylarca geçmez. Yolda karşılaştığımız biri "Süper gözüküyorsun, kilo mu verdin?" çekse, genellikle şöyle deriz: "Yoo bir şey yapmadım, kıyafettendir..." Ya biri bize aniden, "Kötü görünüyorsun, neyin var?" deyiverse o andan sonra kurup dururuz. Hasta mıyız? Neyimiz var? Gibi gibi gibi...
Diyelim biri yanımızdaki karşı cins için, "Çok tatlı, ne kadar da yakışmışsınız" buyursa, biz o anlık gülümseriz. Ama biri çıkıp ona burun kıvırsa yanımızdakine kurulmaya başlarız. İyi de niye? Niçin sadece bir kötü eleştiri, bildiklerimizi ışık hızıyla unutmamıza yetiyor?

Bir bilmecem var okurlar: Bu özgüven eksikliğimiz mi? Onaylanma ihtiyacımız mı? Nedir? Nedir? Bilemiyorum. Sanırım bir tek şunu bilebiliyorum. Olumlu eleştirilerin tadını çıkarmayı, olumsuz eleştirilerden de gereken payı alıp kenara koymayı becerirsek derin bir nefes alabileceğiz. Yani... Sanki...


Sabah'da bugun yayınlanan (16.ekim cuma.09) yazısıyla, duygularıma benn yazsam bukadar olur imzamı atarım diyerek okuduğum biri yıllardır Ayşe. Hatta Armandan sonra adı küçükayşe'ye cıkarılan Hıncal tarafından:)


 Süper bir yazı gene imzamı atarım, hakikaten nedir insanı bukadar handikapa sokan?


16 Ekim 2009 Cuma

Aşk-ı Tantuni


Sabah uyandık hepimizde aynı tepki uyku yetmedi ne cabuk bitti gece. Sürünerek kalktık yataklardan neyse servise binicez Lador'dayız bekliyoruz. Bu müzikle enerjiler hat safhaya cıktı.

Akşam Akuş geldi pijama partisi yapmaya:D Giyindik güzelce aşkonun mesaisi olur diyorduk son güne kadar ama olmadı mesai oda Fenerbahçeli pijamalarını giydi.Bende pijamalarımı giydim kızların içinde kıvırcık bebek kaldım diyor:D Aşk-ı Memnu gecesi yapalım diyoruz, aşko Acun'un devler ligi diye ekrana sürdüğü normal günlerde benimde yakından takip ettiğim maçları izlemek istiyor. Bugun devler gecesi yapıyorum siz bana katılsanız diyor:D Yok bis aşkı tantuniyi izlicez diyoruz oflaya puflaya acıyor sonra güya izlemicekmiş tantuniyi içeri gidiyor nargile kömürünü yakmaya , tantuniden sesler yükselince adrenalin anlarında boynuna marpuçu takmış koşa koşa geliyor:D ama ne şebeklikler kramp giriyor karnımıza gülmekten.

Hele yemek masasında  devler ligini izliyoruz o sırada akuş diyor ki kaç para alıcak bunlar?
kocacım 1 trilyon dıyor, akuş iyi paraymış  kaptanları almıyor herahalde diyor:D
Aşko nerden vardın buna kanıya akuş, okadar yol gelmişler yurtdısından niye almasınlar diyor :D
oda evet doğru diyor:D  biz kopuyoruz. Böyle yazınca anlamsız gibi geliyor ama atmosfer öyle komiktiki. Ve bazı şeyler anında güzel gelir ya insana sonra anlatsan kimse gülmez aynı öyle bir ortam ve artık masadan düşüyordum gülmekten. Akuşun kafasında kurduklarınamı güleyim kocamın akuşa parayı anlatma çabasına mı , ay bak gene gözümün önündeeler:D

Eşimin işyerinde bir abi Aşkı memnu fanatiğiymiş Herhafta kritiğini yapıyormuş:)))

Demiş ki bir hafta rüyamda bihteri gördüm o evde bende yaşıyormuşum bir yürüyordu aman allah
Aşko da tepki abi sen manyakmısın niye görüyorsun bihteri :D

Biz tepiniyoruz artık gülmekten erkekleride sarmış ya bu aşkı tantuni nediyimmm:P

Akuda rüyasında Saba Tümer'i görmüş birlikte alışverişe cıkmışlar:D Tezgahlara bakarken çantası çalınmış ahaha. Rüya değil dizi mübarek oy şiştim gülmekten:D
Bolca güldüğümüz bir akşamdı
"mutluluk içimizde
sevgi içimizde içimizde"
diye
 cem yılmazdan bir kuple ile bitireyim :D

^^ Matmazel'in kulakmemeleri nebüyük öyle koca küpe takmış ama hala birküpelik daha yeri var^^ aaa:D

15 Ekim 2009 Perşembe

Kendini Tanıt-mim


(salıgünü palladium)
Moda Gezegeni beni mimlemiş. İlk kes başıma geldi dur bakalım yapalım:)


1) Bloğuna neden bu ismi verdin?
Lakabım olduğu için. Yakın arkadaşlarım bana böyle seslenir.

2)Blog yazarken star tribiyle istediğin,olmazsa olmaz dediğin şeyler var mı?
Hmmm müzik olsun, Şirketten yazdıgım için har daim bir gürültülü ortam oldugundan sessizlikte bişiler yazamam gibi geliyor:)

3)En son satın aldığın garip şey?
Garip birşey almadım sanırım yaa,Kim çıkardı bu soruları acaba :) garipten kasıt nedir sorgularım, kime göre neye göre:D

4)Şeker gibi olduğun anlar?
Mutlu oldugumda, hediye aldıgımda birilerine onların yüzündeki ifadeyi gördüğümde, hediye alındıgında:)
sanırım eğlendiğim ve mutlu oldugum her ortamda diyebiliriz yoksa uzar gider.

5)Arkadaşım artık sormayın şunları dediğin şeyler?
Sohbet etmeyi eğer kafa dengi ve esprili insanlarsa, çok sevdigim için herşey sorulabilir gayet güzelde cevaplaırm:)

6)Aynaya bakınca gördüğün?
Bazen enerji dolu Bazen yerleyeksan bir tuku ruh halim cok değişkendir.

7)Kendini okutan blog dediğin?
İçeriği kendine has, fotograflarla soslandırılmış bloglar.

8)Bu blog sahibi/sahibesiyle karşılaşabileceğin yerler?
Anadolu yakası 2. evimiz palladium avm :D



Özellikle birini mimlemiyorum.Cevaplamak isteyen olursa herkes üzerine alınabilir :)

14 Ekim 2009 Çarşamba

90'lar Bırak Peşimi:D



Sanırım 3-4 hafta olmuştur. 90'lara damgasını vurmuş o müzik geliverdi birden aklıma, Mırıl mırıl hatırladıgım kadar, bazı yerlerini kafadan atarak:P söyledim.  Eşime dedim ki, sen parliament sinema kulübünün sunduğu İnterstar'daki (adı ozamanlar öyleydi) filmleri izlermiydin.

Artık sigara reklamları yapılmıyor dahası kapalı alanlarda içilmiyor bile 10-15 senede bayağı yol gitmişiz. Sigara kullanmayan biri olarak çok ama çok mutluyum bu durumdan. Çünkü Leş gibi sigara kokup saçlarıma kadar sinerdi ve ben nefret ederdim. Hele ki, eğlenmeye gitme kahveye gitmiş gibi göz gözü görmez leş gibi kokup dönersin eve.  Neyse ki geçti o günler.

Ne diyordum, evet Parliament sinema kuşağı ve o müthiş şarkı  Linda Ronstadt & All My Life. Aklıma düştü ve ben haftasına Star'da , Star sinema kulübü adı altında aynı müziği ve o parlament renkli ekranı görünce direk o günlere ışınlandım. Resmen tüylerim diken diken oldu. Duyduğum kokular ve müzikler bünyemde flashback yapıyor:D

Ve gene Şomzihnim :p gene eşime dedi ki, geleceğe dönüş filmi ne güzeldi Star paso yayınlardı diye konuştuk ertesi gün cnbce'de geleceğe dönüş1 yayınlanmaya başlamış. Ve bu bana olanlar bir değil iki değil bunun gibi birçok şey oluyor .

Linet diye birşarkıcı vardı, dinlemem kedisini ama sesinin güçlü oldugunu biliyorum durup dururken ya bir linet vardı şişmandı fiilan diye iç geçirdim bu sefer kendi kendime.
Haftasına Zapping turnuvalarımdan birinde flash tv'de zayıflamış ötesi taş gibi olmuş bir şekilde sadece sesinden tanıdım. Tabi gene oha diyip kaldım:)

Ya cok temizce geçiriyorum içimden yada yada , yadasını düşünmek istemiyorum :D
Arkadaşıma anlattım oda diyor ki;
siz benim için şöyle özel şeyler hakkımda hayırlısı neyse onu bi düşünseniz hadi be hacim be :D 
Seans düzenlerim bu gidişle kişiye özel iç geçirilirP

13 Ekim 2009 Salı

Dev Böcükleri Gördük



Aşko'nun yeğeni tam bir hayvan delisi. Herçeşit hayvan ve bitki ondan sorulur daha 10yaşında olmasına rağmen. burada boyu 11metreyi bulan Almanya'da cıkıp heryeri dolaşan birebir herözelliği yapılmış dev böcükler sergisi için onu nezamandır götürmek istiyorduk. Dün iş çıkışı alıp bize götürdüm üstümü değiştirip beklemeye başladık. kocacım işten cıkar cıkmaz üstünü değiştirip yola koyulduk.

Şansımıza dün de son günüymüş. Bizim sarıböcük yeğen yemeğini hızlıca bitirdi biz yerken hadi kalkalım son günüymüş ya kaldırırlarsa zaten çok maliyetli olmuştur getirmeleri hemen gidip görelim dedi, biz kaldık ööylece:D Her böcükle tektek fotoğraf cekildi kendisi :p Hakikaten çok büyüklerdi ve orjinalleriyle aynıydı.

Sorumluluk sahibi dayı ve yenge olarak tamamen ona odaklı dolaştık:))
Ben göz ucuyla mağazalara baktım yazlık ruh halimin sebebi süper giden havalar olsa gerek oyüzden cezbetmedi vitrinler kalın kalın.

Böcük turumuzu tamamlayıp abloşkaya doğru yol aldık son ses sago'yu dinleyerek. Sohbet muhabbet geceyi sonlandırıp Lost'un 2. sezon cd'lerini aldık resmi törenle, Sayarak aldık sayarak vericez:p

Tahmin edileceği üzere gözümden uyku aktıgı halde eve gidergitmez 1,5 bölüm izledim artık uyku gözümden damlıyordu aşko zor ikna etti de gittik uyuduk:D

----------------------------------------------------------------------

Şimdi akşam çokgüldüğümüz bir konu oldu Görümcecim Enişteye pazardan THY logosu'nun mavisi olan bir terlik almış bende görünce dedim ki , aynı thy logosuna benziyor.

Ablamda dediki zaten onun, enişte girdi araya ne işi var thy terlik versin pilot ucakta papilerini cıkarıp terlik mi giyiyor diye biz bayagı bayagı bayagı güldük:D ama dedim ben yarın bu işi çözerim sordum soruşturdum thy uzun uçuşlarda veriyor mu terlik diye hiç uçmayan biri olarak:D

Araştırmalarıma göre:P Çorap veriyormuş, diş fırçası macun vs., bone, uyku bandı falan.
Terlik duyan oldu mu? Otellerde verilen yumuşak terlikler varya tek kullanımlık gibi o tarz?

-- Terlik meselesini çözdüm, Öğrendim THY müşteri temsilciliğinden iç birimlere bağladılar Oradaki çocuk ucak kayıtlarına girdi:D ve benim mühim meselem çözüldü.

Kese içerisinde sadece ve sadece firstclass yolculara sağlanan bir hizmetmiş. Sayılı adetlerdeymiş sağa sola gitmesi gerçek dışıymış:p bir olayı daha çözme mutlulugu içerisindeyim:D  --

12 Ekim 2009 Pazartesi

Şımarıklık Günü


Pazar günü gözlerim 8,30da kurulmuş saat gibi açıldı. Kapıyorum yok olmuyor, Uykum gelmediğinde yada kafamda birşeyler kurup duruyor ve buyüzden uyuyamıyorsam küçükken keşfettiğim bir oyunu oynuyorum.
Adı, zihin temizlemece .

Bomboş bembeyaz bir duvar düşünüyorum gözlerimin önüne getirip  ve yavaş yavaş zihnimi boşaltıyorum. Herzaman işe yarar ve ben gevşer 10-15 dakikaya kadar uyurum. Bu sefer duvarı düşüneyim diyorum yok duvarın önüne birileri geçiyor:D Zihnimi boşaltamıyorum duvarın kenarında çiçekler açıyor falan. Farkındayım çok irrasyonel oldu :D
Hatta eşim bu bahsettiğim şeyi makara konusu yaptı yolculuk esnasında sen duvar düşün gidersin 5dak. diyor:p

2 saat sonra aşkocum uyandı da kahvaltı yapabildik. Benim kramplarım tuttu Lost da lost diye:D
1  haftadır izinsiz çalışan sevgilim dışarıyı gökyüzünü özlemiş:P Beni kırmadı birkaç bölüm izleyelim dedi kahvaltı sofrası duruyor ben Lost derdindeyim o şekilde 4'e kadar izledik ve aşko bigökyüzü görseydik dedi de dışarı attık kendimizi yoksa ben sezonu bitirirdim :P

Cadde'ye doğru yola koyulduk öyle güzeldi ki hava tişörtleydik. Caddebostan sahilde denize sıfır alanda tıpkı yurtdışında güneşi gören insanlar çimlere yayılırlar ya hemen (filmler sağolsun:P) aynı öyleydi. Herzamanki gibi herkes kendi keyfindeydi o yüzden burayı cok seviyorum kimse biribiryle ilgilenmiyor keyfini cıkarıyor arkadaş grubunun, sevgilisinin, denizin, güneşin..

Lador'dan çıkmıştık ki, emo ile edoş aradı nerdesiniz diye caddeye gelin dedik onları beklerlen  sahili dolaştık denize ayaklarımızı sarkıttı herkes gibi..
Aşko şımardı ben enerji doluymuşum haberim yokmuş ben şımardım. Şımarıklık günü ilan ettik kendimize:)

Geldiler mamalarımızı yedik sohbet ettik dolaştık güneş batınca hafiften üşüdük gülüştük ve
 evet
 evet
 eve gidince saat geç olmasına rağmen aşkım tak şu cd'yi sezonu bitirelim en azından dedim :D 1. sezon bitti ama bende bittim. O ne adrenalin korkumdan lavaboya yalnız gidemedim. Taze gelinler gibi hem ağlarım hem giderim modunda hem korkarım hem izlerim diyorum haha

Yazlıkları kaldır, Kışlıkları yerleştir.

Ekim 'de havalar süper başladı süper devam ediyor 2006 yılında 29 ekimde Şile'de denize girmişliğimiz vardır. 3yıl sonra aynı mevsimsel geçişler.

Cuma hava güzel içimiz kıpır kıpır işten 2saat erken cıkıp, cuma pazarında 2 kaçak:D Yolda işyerinden biriyle pişti oluyordukda son anda kaçabildik.
 Mezgit aldım cok sevdgim taptıgım balığı ilkkez kendim yapıcaktım. Eve gidergitmez basladım temizle temizle temizle of ugraştırdı beni. Elimde dr. eldiveni gibi eldivenler kokmıyım diye çırpınırken isteristemez çiğ bile olsa kokutmuş evi. Temizlendikten sonra gözüme okadar az geldiki imkansız doymayız bunla dedim. Kocacım gelir gelmez bütün cam kapı nevarsa açtı extra balık almaya gidicekti aman dedim gözünü seviyim küçük balık alma ayıklayamam takatim kalmadı:D

Sonra hevesimde kaçtı yorgunluktan balık beni cok yordu cok, Tost yaptım tost yedik. :P

Lostun başına bir geçtik geçiş o geçiş gözümüzü kırpmadan izledik. Baktım gözünü kırpmayan aşko gitmiş uykucu gelmiş. İzinsiz nonstop çalışınca hakda vermiyor değilim cok yoruluyor. Uyandırma çabalarıma herzamanki yanıtlar geldi dedim kalk yatalım.

Çünkü ben nekadar izlersem izliyim ertesigün onunla tekrar izlemek zorunda kalıyorum bana yetişsin diye. Oyüzden en zevkli yerinde bırakıyorum. Yatağa gidince uyuyana kadar aklım hep onlarda kalıyor:D

Jack neyapacak Katie'de amma badireler yaşamış. Charlie'yi kim kurtarıcak diye diye:D
Bu dizi beni benden aldı bitince cok boşluga düşücem :D

----------------------------------------------------------------------

Cumartesi günü en sevmediğim işi yaptım kışlık yazlık değişimi. Büyük bir giyinme odam olsun ve yazlık kışlık iki ayrı dolap papiler için ayrı dolap olsun diye istiyorum. Okadar sıkıcı hele iki kişininde topla kaldır. Çok yorucu oluyor. Birde 4makina çamaşır yıkadım haftaiçi yıkadıklarımı saymıyorum. Allahtan ütü yapayım diye bir huyum yok kimisi herşeyini ütüler. Ben sadece en gerekenleri. Ama çamaşır yıkama huyum nereye kadar gidecek bilmiyorum. 2kişisiniz nereden buluyorsun okadar yıkayacak şey diyenler oluyor ama bana sanki herşey birkere bile kullansam kirlenmiş geliyor. Çarşaflar hele 2gün durdumu sıkıyor beni. Anneme göre kendime iş arıyormuşum:)

Cumartesi akşam karı&koca güzel bir balık masası yapalım keyif yapalım dedik. Ben mezelere başladım masa tam teçhizatlı bir şekilde hazırdı aşko gelene kadar. Ama gelir gelmez yüzü bin karış meğer benim telefon Turkcell'in baz çalışmaları yüzünden zaten bir noktada cekiyordu ondada hiç çekmemiş. Bana ulaşamayınca bayağı korkmuş. Bende onu aramaya calıstım ama bendede telefon cekmıyordu, okadar cok işim vardı ki 20dakika oturdum tüm gün sadece buyüzden arada kaynadı konuşamamak.

O ilk şaşkınlığımızı attlaattıktan sonra balığa girişti. Güzelce pişirdi beni çağırıyor aşkım olmuş mu pişmiş mi sence. Kokmıyım balık diye, rengi sararmış altın rengi olmuşsa pişmiştir diye anlatsamda görmeden olmazmış :) bir adetine bakıp onayladıktan sonra kızartmaya devam ettii. Yetmez dediğimiz balık bize fazla fazla yetti 1,5 kg. Mezeler tabi löp löp yutuldu itinayla etkisi büyük:)

Ve Lost'a devam :D Engüzel yerinde saat 1 gibi gene uyudu aşko. Sezonu bitirelim en azından diye debelenirken. Dedim tıpkı losttaki inaç gibi kader bu :d demek benım hemen izlememi istemiyor :p

8 Ekim 2009 Perşembe

Zaman


Akşam ananemlerdeydik maaile. İş çıkışıben direk gittim yürüme mesafesinde eve gitmek nekadarda güzelmiş. Kaç yıl bilememişim kıymetini 15dakikada evde oldum. Ama özlüyor insan doğup büyüdüğü yetiştiği yerleri. Her baktığım yerde diyorum ki, buraya ne olmuş böyle, bu cocuk nekadar büyümüş cocukluğunu biliyorum bak benden küçük ama kocaman duruyor diye eşime anlatıyorum. Sonra dışarıdan kendime bakıyorum eskiden bu sözleri büyüklerimiz söylerdi. garip..

Kalabalık yemek yemek. Masada her ağızdan bir ses cıkması eskiden ne cok rahatsız ederdi bi sessizlik olsa derdim hep. Hatta odamdan dışarı cıkmazdım. Yemeği yer tabagımı bile kaldırmadan hiçbir sorumluluğum olmadan direk laptop'ımın başına geçerdim. Müzik dinlerdim. Msn'in basına oturur 82 mahalleyle konusurdum:D En cokda aşkımla tabi. Geceyi geçerdi konuşmalarımız masal anlattırırdım uydururdu bişiler hep, her defasında mutlu olurdum:) Nisoşka'ya bıraktım laptopımı evlendikten sonra yeni evime getirmedim hiç. Dün karıştırırken üzerinde birsürü sticker en masum haliyle şimdi nisoşkanın elinde,İçinde aşko'nun anlattıgı msnden masalları kaydetmişim:D ay okudukca bir kötü oldum o anlar geldi aklıma güldüm üzüldüm mutlu oldum. Usb'ye attım tüm resimleri hatıraları. Ne diyordum heh evet kalabalık yemek yemek. İşte şuan öyle hoşuma gidiyor ki, öyle mutlu oluyorum ki. İştahına iştah katıyor sanki. Sohbetler herkesin komik hikayeleri sanki masalarda daha bir coşuyor, Daha cok gülünüyor. Aslında düşkünlüğüm de yoktur hiç hep gideyimm anneme diye, daha kendi içimizde arkadaşlarımızla yaşarız Ama demek zaman zaman insanın böyle kendini en güvenilir yerlerde şarj etmesi gerekiyor.

Dinlediği müzikleri insanın ruh halini nasıl da değiştiriyor. . Halbuki nekadarda güldük eğlendik akşam ama şuan Emre Aydın'dan bu ve bu şarkıları dinliyordum hemen duygusallaştım. Aklım hep diğer duygusal anlara kayıyor.
Hergünümüz laylaylom değil olmuyor olamıyor malesef.

Neyse dağıtayım kendi kendimi eve geldik akşam 22,30 gibi. Mehtap üst komşum aşkoya söylemiş eşim evde yok tabagı var tuku'nun bende alabirlimi diye. Ben gidiş o gidiş. nekadar oturmıyım desemde Sohbet sohbeti açtı ve 1saat geçmiş ben anca kalkmışım. Eve gidince ellerim doluydu Mehtap bisürü şey koymuş saolsun. Kapıyı tekmeledim hafifce:D Işıklar kapalı ev hayalet ev sanki, yatmış ve küsmüş bana. Hiç huyum değildi işte kalıvermişim okadar zaman. Gönlünü alıcam diye birsürü ugraştım içim rahat etmezdi yoksa. Aldım aldım ama çok zorladı valla aşkım:D

7 Ekim 2009 Çarşamba

Bir Servis Anatomisi


Okullar açıldı bizim çilemiz başladı trafik zaten oldu olası berbat. Servis şoförümüz güzergah yüzünden devamllı değişiyor. Son gelen aman Allahım cikletten çıkmış gibi. Clark Kent gibi saçının önünden bir kıntiriği var , kolunda altın saati, vitese takılmış tesbihi  ve radyosunda yüksek volumle çalan ankaralı turgut yada laz şarkıları.
Allahım baslarda servisde şarkıları birbirimize armağan edip kıslarla makara yapıyorduk. Artık ızdırap gelmeye basladı. Adam hiç rahatsızlık duymuyor yüksek sesle dinlemekten. Neyse Fidan dediki beynim şişti şunu değiştirirmisin lazı cıkardı hoplayı ver çekirge zıplayı ver çekirge diye tümseklerden geçerken köprüde şarkıya tempo tutar gibi zıplaya zıplaya geldik :D Servis ahaliside busefer bu kaçmasın bari diye sesini cıkarmıyor. Dün ben homurdandıkca İ, Bekir Coşkun'luk yapma halka karış birz diye söylendi durdu :D
----------------------------------------------------------------------
Eve gelir gelmez, 19,30'a sevgilim gelene kadar bir saatim vardı üstümü bile değiştirmeden mutfağa girdim. Ezogelin çorba, Tavuklu  Mantar Sote, Arpa Şehriye pilavı ve bol rokalı bir salata yaptım. 5 dakika vardı gelmesine işlerim bitmişti ama cok yorgun geldiğim için şirketten oturmadan ayakta durunca bacaklarım koptu. Masayı hazırladı aşko  yedik güzelce ve sabahtan beri merakla beklediğimiz Lost'a devam ettik. Aşkım diyor ki bu Lost bizi bitiri ben sana diyim başına geçip hiç konuşmadan diziyi izliyoruz:D  Yasak getiricem haftada 2 ila 3 arası izleyelim diye:P

Akşam annemdeyiz. Pamukananem beni özlemiş agrılarıda cok var gidip onu bir öpeyimde keyfi yerine gelsin :)

6 Ekim 2009 Salı

Kötü Huylu bir Kısçe:D

Çok kötü bir huyum var! Tırnak yeme.
Hiç uzatamıyorum. Kendimi cok motive etmeme rağmen hemde. İlk başlarda kendim istemiyorum yoksa uzatırım diyordum:) Ama öyle değilmiş kimseye caktırmadan uzatma denemelerim hüsranla sonuçlandı. Evlenirken bile kısaydı :P
Eşim, arkadaşlarım,çevrem,servisdeki arkadaşlarım bile :D uzatırsam en sevdiğim şeyi yapacaklarını söylüyorlar. I ıh nafile. Yok başaramıyorum.


Denemediğim yöntem kalmadı. Çocukluktan kalma birşey. Her daim eli ağzında bir çocuktum. Şimdi de eli ağzında koca bir kız. Tablo içler acısı farkındayım:D Hiç yakışmıyor.
Çocukken annem biber sürerdi :D yok tutmadı, büyüdüm Acı oje denedim yok olmadı. Hediye motivasyonu
ı ıh kıpırdatmadı bile. Buraya yazıp utandırayım bare kendimi :P

Hatta  akşam oje sürüp şirkete geliyordum ki koparırsam tırnagımı oje süremeyeceğim ve berbat gözükeceği için tırnaklarım ağzıma götürmeyecektim elimi, plan güzel işliyordu. Ben gene alışkanlığıma devam edince abarttım yanımda oje taşıma başladım kendi kopardıgım yere açılan oje üzerine yenıden oje sürüyorum:D Resmen kendi kendimle oyun oynuyorum :D

Eşime oje siparişi veriyorum şu renk istiyorum diye resmen kafamdan renk uydurup yaptırıyorum akşamına getiriyor ama sürücek tırnaklar minicik yakışmıyor doğal olarak dolaplar oje taşıyor.  Hatta şimdi 3'lü french istedim ama gene yedim iradesiz biride değilim yada öyleyim bilmem. Keşke saçlarım kadar tırnaklarımda hızlı uzasa belkide hızlı uzuyor ama ben fırsat vermıyorum ki :D

5 Ekim 2009 Pazartesi

Türkiye'nin 8. harikası


(darıca hyvnt bhcsi)
Ne uzun bir haftasonuydu, aşko full çalıştı
Cuma işden 1kaç saat erken kaçıp Kadıköy cuma pazarına gittim. Herşey öyle ucuzdu ki, taytlar 1tl, badiler 2,5 tl 3,5tl doldurdum poşetleri eve geldim denedim hepsini sonra hemen çamaşır makinasına.
Aşko geldikten sonra Palladium'da bir akşam yemeği sonrası , evde zaping turnuvası.

Cumartesi my boss'un kızının düğünü, güzel bir gelin olmuştu. Kendi nikahımdan sonra gördüğüm ilk gelindi ve ben hakikaten cok heyecanlandım tüylerimdiken diken oldu. İstedim ki , hiçbirşeye kafalarını takmadan anın tadını cıkarsınlar. İşyerinden son ana kadar izin alamayan kocacım ve süslenmiş onun gelip gelmeyeceğini bilmeden bekleyen ben ne stressliydi yarabbii. Geldi giyindik gittik ve öyle bir kullandı ki Lador'u  Turkcell'in wınnn'ı az kalır. Çarpıcaz bi yere diye tırsmadım değil. 1,5 saatte gittik döndük.
Eve geldik, minik bir enfeksiyon geçirdiğim için dr. iğne vermişti (8iğnede bitti nihayet bugun kontrole gidicem) onun bünyeden yarattıgı halsizlikle gelene kadar sevgilim uyumuşum. Palladium da Akşam maması. Mübarek Palladium da 2. evimiz oldu mama yapamayınca hop diye kacıyoruz oraya güsel oluyor:P

Gecesi Lost'a yeniden başladık. 1. bölümden  aa aa yapa yapa kaldık:D 01,30'a kadar izlemeye devam ettim. Kocacım 23'de nakavt oldu. Aşkım baksanaaa dedikce - he ney ben uyumuyorum ki , gözümü kapadım açıcam şimdi -diye kendininde inanmadığı lie'lar söledi:D
Tabeeeee dedim bende tamam kapa sen gözlerini kulaklarınla dinle ne gerek var izlemeye:P

Pazar günü de çalışan koca yalnız bir eş. Tasımı tarağımı  (iğnemi, telefonumu ve anahtarımı:P) toplayıp yanına gittim kahvaltı yaparız işyerinde diye. Tost çay ve kahvaltılık hazırlayıp göndermiş kayınvaldem. Ona daha yakın olması işyerinin pek güzel oldu:) Magazin programını izleyip acımasız yorumlarımızı yapıp tostlarımızı dişleyip çaylarımızı yudumladık:P  Vakit geçti İğnemi olma zamanım geldi eve bıraktı aşko ama evi toparlıycak ne istek nede yemek yapıcak istek vardı.

Dolaplarımı toplama işine girdim . Her topladığım anda içimi hoş eden eski hatıralarımızın oldugu kutuyu açınca dakikalarca takılı kalıyorum. Herbirini ilk kez görmüşcesine inceleyip şaşırıp aynı tebessümle kapatıyorum kutuyu. Gene öyle oldu. Birkaç şey daha ekledim içine. Evin köşelerine kocacımın yerleştirdiği notlarda o kutudaki yerini aldı.

Erken saatte zil çaldı bi baktım gelmiş nazik eşimm:P Evdeki iş durumuna göre gidebilirim der gözlerle bakıyor bana :D gidicek misin diyorum söyleyecegın şeye göre gidedebilirim kaladabilirim diyor:D
Süpürülüp silinecek dememle gidiyorum demesi biroldu:D nyse sağolsun  o onları yaptı bende çamaşırları astım katladım mutfagı toparladım. Optimum'a gittik. Karnım feci acıkmıştı. Değişik bişi yiyelim fastfood olmasın . Ben ramiz, aşko lhmcn yedi 3tn. Doymadık:D Gitti gene burgerdan menü aldı 2tn daha :D İflah olmıycaz fastfood sonumuz olacak. Patladık bu seferde 2 -3 tur optimumda mng baktım hiçbirşey yoktu. Maç saati FB- Gençlerbirliği yaklaştı için ligtv kartını alıp ablasına gittik. Maçı onlarda izledik. 8de'8 yaptık. 2-0 yendik güzel bir akşam oldu maaile.

2 Ekim 2009 Cuma

Darıca Hayvanat Bahçesi Fotografları

Eylül ayının son pazarı havalar serinlemeden Darıca Hayvanat Bahçesine gitmiştik, İşte fotografları.
Renklerine hayran kalmamak imkansız


Sahi gibi

Kafesde de olsa vahşi yaşam


Nil Karaibrahimgil'in pumi'si

Fotografda görüldüğü kadar yakın değilim deve kuşlarına malesef tamamen çekim hilesi:P

Bu kafesin kilidi yoktu görevlilere söyledik aşko eliyle besledi garip kuşu

Leopar hakikaten asil hayvan okadar ses cıkardık dönüp bakmadı:)

Gerçeğini aratmayacak kadar sahici bir Dinazor

Penguenler en şaşkoloz halleriyle:)

Birbirinden renkli ağaçlar çiçekler vardı






Kafasının üzerindeki çalı süpürgesine benzeyen tüyleri hakikaten büyüleyici

Bu deve okadar cana yakındı ki:D

Çok ama çok güzel bir midilli alıp eve götürmek istiyor insan


Keçinin göz bebekleri dikdörtgendi ilkdefa yakından gördüm, çook değişikti çokkk

110 yaşındaki kaplumbağa cok ama cok büyüktü ve yanında miniği


Dış kabuğu girintili çıkıntılı oyuklu bir kaplumbağa

Her renk ve boyutta envai çeşit balıklar

Sevgi yumağı şeklinde su kaplumbağaları:D aynı turistlik bölgelerde sattıkları üstüste anahtarlıklar gibiler

Tablo gibi akvaryumlarda

Cinsleri heryerde görmediklerimizden

Popişleri kırmızı maymunlar çok şirinlerdi:)
Kendilerine özel satılan patlıcan, havc ve salatalık kokteyllerinden yiyorlardı

Çok yakındık kafeslerine etrafı suyla cevriliydi ziyaretcilere saldırmasınlar diye, çok asabilerdi hele bize öyle cok bagırdılarki hayvanat bahcesini inlettiler resmen etrafımızda tribün oldu bagırmalarını izledimillet.:D
En kızgın haline 1 kala

Zebralar renkleri desenleri mucize gibi geliyor her baktıkca

Pelikanları yakından görmek cok güzeldi, attıgımız ekmek parçalarını havada kapıyorlardı,
gönül isterki balık atalım ama işte :P

Avuç içi kadar bir maymun

Suratı resmen bir kalemle çizilmiş gibi mavi. Üzerinde gene kalemle özel çizilmiş gibi kırmızı çizgileri var. Böyle bir hayvan hayatımda görmedim. aşırı değişikti.


Daha birçok hayvanın fotografları var hepsi birbirinden güzel en güzeli gidip yakından ziyaret etmek, hatta imkan varsa sponsor olup bir nebzede yardımcı olmak yaşamlarına.