30 Nisan 2010 Cuma

Saniye'nin Tadını Çıkar

Yemek hazırlarken mutfakta içerdeki tv'nun sesi az geliyor ufacık ev olmasına ragmen böyle garip bir kopukluk oluyor. Son ses acıyorum ki diğer yandan kulagımda haberleri duyabileyim. Ve nefretlik geliyor bu bağımsız milletvekili Kamer Genç'in abuk subuk hallerinden. Resmen show baska birşey değil. Birde televizyonlar onu iyi birşeymiş, palet'in renkli parçalarından biriymiş gibi sunmuyorlar mı.
Eminim tv'na cıkmadığı hergün'ün acısını acaba ne saçmalarımda cıkarım diye düşünerek geçiriyordur.
(tatilde bir köyün içinden geçerken gördüğüm bir dükkan hala tv tamiri yapan birilerinin varolşu ne tuhaf gelmişti)

Güzelce bir salata yaptım kendime, Supermario'da dünden kalan pilav ve Hünkar beğendi'yi bitirdi ona da ayrı bir kase salata yaptım. Geçtik masamızın başına hızlıca bittirdik haberleri izleyerek yemeğimizi. Aşk-ı memnu başlamasına yakın nargileyi yaktı kociş. Abur cubur time başladı:D
 Ben karadut,portakal,elma,muz dörtlüsüyle bir tabak hazırladım.
Diğer yanda kuruyemiş, yanında kagıt helva, pişmaniye, nutella kaşıklayarak, jelibon şuan aklıma gelenler
shitboğaz ailesi olarak geriye kalan boş kagıtları keşke fotografını cekseymişim mini dağ yığını:D

Aku'yu dün aradım ameliyattan yenı cıkmıştı, bugun aradım yogun bakımda halasıyla konustum. Akşama gelicez dedim göstermıyorlar dedi 1 hafta sonra gelirseniz anca görürebilirsiniz yorulmayın dedi. Kapıdan da olsa konuşamasakda  bir görelim istiyorum. Onun bu ameliyatı benı cok etkiledi.

29 Nisan 2010 Perşembe

İstanbul Coştu Yazın

  • Bu yaz hangi birine yetişeceğimi bilmediğim süper etkinlikler var İstanbul'da. Tarihe not düşmek istiyorum Türkiye'ye gelecekleri an'ı. Tabi hepsine gitmek imkansız maddi manevi.
     3 Haziranda Rihanna geliyor.

  • Sonra Muhteşem grupların olduğu 25-26-27 Haziran'da Metallica başta olmak üzere, Rammstein, Pentagram, Slayer, Megadeth Hayko Cepkin gibi dev isimler ve daha fazlasıyla Sonisphere Rock Fetsivali İnönü'de. 

  • 22 Temmuzda The Cranberries geliyor. Ortaokul Lise yıllarımda istisnasız heran kulagımda walkman'imde the Rebels o dönemimi anlatan aklıma gelen ilk şarkı:))


  • 17 Haziran'da Faithless 19-20 Haziran efes Pilsen one love festilval ve 21 Mayıs'da Akon 'da cabası.

Otur İki Dakika Yerinde

Dün akşam uyudugum uykudan sonra kendime gelebildim. Çünkü tatil'den geldik 3 saat uykuyla işe gittim eve geldik üstümüzü değiştirip pazartesi supermario'nun eniştesinin doğum gününe gittik geç saatte eve döndük Uyandık Salı işe gittik akşam geldik üstümüzü değiştirip Pınoşun doğum gününe gittik. 02'de uyumak için hamlemi yapmıştım sabah okadar uykusuzlugun ardından işe geç kaldım. Acısı çıktı yani:)
Dün akşam eve giderken duş alır sonra yemek bile yemeden uyurum diyordum.
Eve gittim 18:30, duşa girmeden haşlanması için etleri koydum düdüklüye Tefal'in düdüklü tenceresi Clipso öyle süpersonik bişey ki 5 dakikada tavuk haslıyor, 8 dakikada et haslıyor onu almak hakikaten yaptıgım en güzel iş olmuş çünkü eve gelince cok az zaman kalıyor yemek yapmak için. Buzluktan çözülmemiş eti koydum 11dakikada haslandı.Sonra pilav salata ve hünkarbeğendi yaptım yanına. Yemeği yeyip masayı topladıgımızda saat 20'00di.

Evimizde olmayı özlediğimiz ayaklarımızı uzatıp nargile içtiğimiz bir akşamdı. Benim gözler 20:30'da kapanmaya başladı ama 22:30'a kadar dayandım:p

Ayrıca bugun akuş ameliyat olucak kalbinden:( cuma'ya kadar yogun bakımda kalıcak. Onun için endişeleniyorum Sabah aradım sesi titrek geliyordu. Dua etmekten baska bir yardımım olamıyor ne yazıkki. Hayırlısıyla Cuma güzel haberlerini yazmak istiyorum.

28 Nisan 2010 Çarşamba

Likya Turu Son Günümüz

4. ve son günümüzde artık hem turdaki herkesle oldukça yakın olmuştuk giderken endişeler oluyor acaba nasıl bir ortam diye ama kesinlikle yanımızda keşke birileri daha olsaydı tanıdık diye düşünülmüyor herkes öyle yakın davranıyor ki birde her insanda farklı hikaye can kulagıyla dinleniyor.
Bu fotografın cekildiği yer Dalyan kanalı, Göceğin içinden geçip Dalyan'dan kalkan teknelerle İztuzu Plajına doğru 45 dakika süren bir yola çıktık.
Hep filmlerde görürdüm böyle yeşili, buralarda sanki gökyüzü daha mavi yeşil daha yeşil gibi. Öyle huzur verici ki. Özellikle Dalyan kafa dinleyip bu manzaraya heran şahit olmak için minik ama süper bir yer.

Teknede müzikle birlikte eğlenerek devam ettik, bol fotograf çekildik. Artık bende öyle bir mod oluştu ki direk makinayla birbirini çeken çiftleri görünce ben sizi çekiyim siz bizi çekin diye şirinlikle aralarına giriyordum:D Manzaraya hala baktıkca böyle bir yerin gerçekten varoldugunu bu denli geç keşfettiğimiz için hem kızıyor hemde neyseki gidebildik diye seviniyorum.
Tekne'de ön kısımlarda artık akraba olmuştuk iç içe dolaşırken:D
Dalyan Kanalında ilerlerken sağdaki dağların yamaçlarında Kaya Mezarlarını görmek müthişti. Ortadaki büyükçe olan varlıklı insanların mezarlarıymış dağlaı önce düzleyip sonra yıllarca ugrasıp ölümlerine hazırlanıyormuş. Gene en sağdaki tek gözlü minik mezar ise istila yada bir felaketten ötürü tamamlanamamış bir kaya mezar oldugu zannediliyormuş.

Hiç bir ok yada işaret olmaksızın kaptanlar okadar sazlık arasında, dağların yamacında kalmış İztuzu Plajını gözleri kapalı buluyorlardı. Artık müziğin sesi kısıldı motorlar bile çalışırken çıkardıkları sesleri kapadılar, Hepimiz bir nevi çıt oyunu oynamaya başladık çünkü Caretta Caretta'lara yaklaşıyorduk. Türkiye'de iki adet varmış. İsimleri Ali Osman ve Ayşe imiş.
Rehberimiz şanslıysak görürüz dedi. Şanslıydık ve misina ucuna sarılmış yengeçlerle beslenırken görebildik. Kocamanlardı. Saniyelik görünüp kafalarını içeri soktukları için dışardayken yakalayamadım resmini. Mavi yengeçlerden yemek isteyenler 6TL karşılığı teknelerde siparişini verip dönerken almak üzere sabırsızlıkla bekledik. Hem gördüğümüz için aa çığlıkları atamamak hemde onlar kaçmasın diye sesimizi çıkarmadan birbirimizi dürterek gösterme halimiz süperdi:D
45 Dakikalık keyifli bir yolculugun ardından İztuzu Plajına Caretta Caretta'ların yumurtalarını bıraktıgı yere geldik. Onlara zarar gelmesin diye plajda şezlong ve ışıklandırma yok, onlara ayrılmış alan dahil heryer gene bu şekilde. İztuzu'nun bir diğer özelliği sağ tarafı göl sol tarafı deniz oluşu bir birleşme söz konusu. Resimde de belli oluyor zaten. Supermario burda da denize girdi, ben artık dönüş yolundayız duş imkanı yok tuzlar yakmasın diye girmedim bacaklarımı soktum. Denizin yapısı Şile'dekinin aynısı git git dizlerinde kumu'da incecik.
Ful turist vardı bizim kafile dışında. Hepsi sere serpe yatmış güneşleniyorlardı. İngiliz Rus Ukraynalı Fransız bizim seçebildiklerimizdi. Hepsine gülücükler attık Türk misafirperverliğini gösünler diye:D
Dönüş yolunda Yengeçlerimiz pişmiş ve agzımıza layık olmuşlardı:P Yalnız kırmak için bacaklarını ingiliz anahtarı verdi küçük kaptan tam Türk usulü yedik:D Supermario yengecini yemiş kalanları göldeki balıklar için atarken ben daha kırma aşamasındaydım:)
Dönüş yolunda arkamızdaki bu yerde mola verdik resim çekilmek için ama adını hatırlamıyorum koyun:)
Arkamız uçurum,  gene birilerine verdik makinayı ceksinler diye millet hep bir agızdan bagırıyor düşüceksiniz dikkat edin diye:D supermario karım kollarımda pozu vermezsem tatile tatil demem diye son bir güldürdü bende gülerken bir baktım kollarındayım meger ciddiymiş :D
Dönüş yolunda Ortaca'da Çöp şişlerimizi miğdeye indirirkken gene türlü şebekliklerle bitirdik. ayranın köpüğüyle poz veren supermario şişleri ortacagdan kalmış şekilde harala gürele miğdeye indiren ben keyifli bir yemekti. Et yemeği özlemişiz hep balık balık yiyeyiye tatil boyunca;D

Çok çok çok keyifli geçti iyiki gitmişiz, 19 mayıs içinde düşünüyordum ama supermario buna bile işyerine dayım öldü diyerek gitmedi, halbuki dayısı bile yok ki ölsün:D İstanbula gece 02,30'da indik eve girdik ettik derken saat 3,30 oldu sabah sürünerek kalktık:) Gene olsa gene giderim hiç düşünmeden yorgunluga ragmen:)

27 Nisan 2010 Salı

Likya Turu 2.Bölüm

Cumartesi günü sabahında otelde uyandıgımızda aydınlık güzel bir hava bembeyaz çarşaflar içeri dolan güneş gözlerimizi kamaştırdı. İyiki dedik gelmişiz. Kahvaltımızı yapıp 12 Adalar Tekne turu için erken saatte Çalış Merkeze doğru yola çıktık otobüslerle. Likya 3 ve biz Likya 5 Arabaları aynı Yat'a geçtik. Speedy kişiliğim sayesinde yatın en güzel bölümüne havlularımızı attım.  Yanımızdaki 2 bayan bir adam  4'lü genç grup vardı. Öyle hoş sohbetdiler ki. Supermario grubun espri makinası oldu  hoplata hoplata güldürdü herkezi:D
Hatta bayanlardan birinin kardeşinin baldızı supermarionun işyerinde kimya mühendisiymiş akraba çıkıcaktık:P
Benim yerinde durmak bilmez anlarımdan kocim yorulsada o da bana uyum sağladı, bir zaman sonra baktık ki herkes bize uyum sağlamış:P Tekne'de makara gırgır gidiyoruz ön tarafda arka tarafda bizi izliyor :p
benim çektiğim mizansenli pozlar öyle tuttu ki herkes elinde makina onları çekmem için bekliyor:D
Çok iyi çektiğimden falan değil açısına vs bakarak çekmiyorum ama güldürüp çekiyorum yada kollarını nereye koycaklarını vs komutlar verip zıplatıyorum pek keyiflydi :)))) 
12 adaların 12'sine de gitmedik kimisinin panaromik olarak geçtik kimisine yanaştık.
Yassı ada, akvaryum koyu, zeytin adası, kızıl ada, simavinin adası  şimdi aklıma gelenler:)
Ben Yassı ada'da ve kızıl ada'da denize girdim. Kızıl adayı sevmedim gereksizdi su'yu da denizide güzel değildi. İstanbul'da öyle deniz bulsak basımıza koyarız ama diğer koylar öyle güzeldi ki orası çirkin kaldı:)
Yassı ada'nın denizi çok güzeldi fotograf makinamızın şarjı bitmeseydi daha cok cekerdik ama sınırlı sayıda 20-25 resim çekilebildik.
Supermario su kurbagası gibi sudan çıkmadı her koy'da girdi. Tekne hareket halindeyken serin oluyordu dağlar etrafı ceviriyor diye hatta ben zaman zaman üzerime kıyafetlerimi giyip çıkardım 10 'ar dakika arayla:)
Akşam yemeklermizi otelde aldıktan sonra  Minibüs'e atlayıp Fethiye'deki  paspatur denen yere gittik. Alışveriş hediyelik esya almak ve Balık yemek için hoş bir yer. Bolca turist vardı gene. Fethiye'nin genelinde zaten Türkçe yazı bulmak zor emlakçılardan sıradan bir tavukçu'ya kadar heryer ingilizce almanca yazılarla dolu. Yerleşik Halk arasında bolca Turist varmış. El ele hiç bilmediğimiz sokaklarda dolaşmak zevkliydi. Likya 3'den kızlarda yolu bilmiyormuş bizde bilmiyoruz ama hislerimize güvenip :D onlarada gösterdik ön'de biz arkada onlar gittik.
Genel olarak Fethiye'yi yapısı itibariyle beğenmesemde, her evin otelin çatısında güneşden faydalanmak için kurulu sistemler aşırı çirkin duruyor. Tıpkı Bodrum-Gümbet, Antalya-Alanya, Ayvalık-Sarımsaklı gibi iç içe binaların otel diye satıldığı, evlerin bakımsız halleri ve tarihi yerlerin korunmaması başı boş halde tellerle cevrilmiş oluşuyla sevmediğim tatil yerlerinden biri oldu. Ama doğası, denizi, insanların cana yakınlığı, tarihi yerleri hoşuma giden şeyler.
Yarım elma gönül alma şeklinde hediye magnetlerden alıp dolaşıp 12olmadan otele döndük. Güzel bir gün geçirdik özellikle tekne turu süperdi. Kesinlikle birdaha gitsem birdaha katılırım. Yorgunluk hat safhada olunca otelde direk uyku moduna geçtik.

26 Nisan 2010 Pazartesi

23 Nisan Likya Turumuz 1.Bölüm

Birşeyler zorunlu olunca benim hevesim hemen kaçıyor. Akşam kalkıcak otobüse binmemiz gerektiği için nasıl bir "gitmeyesim" geldi koltugun uzerınde oracıkda uyusam hiç rahatsız olmazdım. Ertesi gün vah vahlanmak dışında. Benim uyuşukluğum geçer geçmez hemen kalkıp yola çıktık.
Hasanpaşa Salı Pazarının oradan ETS Likya Tur'u yazan otobüsü ararken dedik ki tüm İstanbul tatile gidiyor mahşeri kalabalıktı. Tam 5 otobüs vardı sırf Likya Tur'u yapan. Yerimizi bulup oturduk hemen yolcu analizi yaptık yaşıtlarımız var mı diye. Gözlerimin üzerine vinç binmişti sanki 23'de binip 23:15'de uykuya dalmıştım bile. 02'ye kadar soluksuz uyudum sonrası bölük pörçük. Supermario'da koltukda benden arta kalan kısımlarda uyumaya çalıştı ahtapot gibi yayılmıştım çünkü.
Heyecanlıydım supermario ile uzun otobüs yolculuğu için 4 saatlik Şarköy'e yolculuğu saymazsak ilk uzun yolumuz olcaktı 12 saat otobüsle. Yanıma cips, cikolata, ıvır zıvır almadığım şey kalmadı, molalarda zorla bir kere indim onda da supermario sürükleyerek indiricekti uzun süre vakit geçirdiğim yerlere bağlanıyorum sanırım:D
 Ets uzun yolculuk için hakikaten süper bir tercih olmuş agzımızdan çıkacak harfi bile can kulagıyla dinlediler. Mitolojiyi özellikle çok Tanrılı bölümleri nekadar saçma bulsamda Rehberimiz Serpil İrdem öyle güzel anlatıyordu ki kendimi bir masalın içinde yaşıyormuş gibi hissettim.
İlk gün uzun bir otobüs yolculugundan dolayı yorgunduk, Sıcaklıgın yakıcı dereceye dönüştüğü anlarda dağların üzerinde kar görmek mucizeye bakıyor gibiydi, yol üstündeki Antik tiyatro ve Yakapark ilk duraklarımızdı. Yakapark'ta ilk alabalığımızı yiyip tatilimizin sonunda et yemeği özleyeceğimizi düşünmemiştik.
Yakapark güzel bir yer ağaçlar ve doğal su kaynaklarının şölene döndüğü, sıcaklığın standart dereceden herzaman 10 derece daha düşük olduğu, alabalık ve dinlenme adına uğranılması gereken bir yer. Özellikle ağacın kovğundan akan su büyüleyiciydi.
Saklıkent'e vardığımızda depremin yarattığı en güzel şey dedik. Muhteşem bir doğa harikası. Güldür güldür akan bir su. O soguk ayakların taş kestiği yaz kış buz gibi olan  suya Supermario en önde girdi. Kolunu benim fularımla sardık. Dağların arasında mükemmel bir tecrübeydi. Mutlaka görülmesi gereken yerler. Daha nereler var görmediğimiz çoğunluğu turist olan insanlar soguk suya aldırmadan girdiler.Supermario ısrar etti gir diye sadece ayaklarımı soktum ama dondum gözüm yemedi. Sonra bir cesaret geldi giriyim dedim kocim gözden kaybolmuştu suların içinde ben karar vermişken, eşofmanımı sıyırıp girmeye basladım. Sular okadar hızlı ve yogun akıyordu ki resmen dik durmak imkansız insanı ittiriyor. O sırada biri yardım etmek istedi tuttum elini tam ilerliyordum ayagımdaki şeffaf Melissa'larım suya dayanamadı ve kaydı gitti. Kanyonun diğer kısmına geçtim ama sırıl sıklam oldum:D Moralim de bozuldu ilk defa giyinmiştim Çok kafama takmamaya çalışıp kıyafetlerimi değiştirdim.
Santos'a doğru yola çıktık. Kaç bin yıllık tarihin içinde olmak gerçekten benim gibi birini bile heyecanlandırdı. Taşların birbirine geçme sistemini kullanarak koskoca bir yer inşaa edilmiş olması kitaplardan okumak değil tamamen havayı soluyarak dokunmak, müthişti.
Kötü bir olay da oldu Likya 3'den bir yolcu taşların üzerinde yürürken bu tiyatronun içine düştü. Kötü bir an'dı. Hemen ambulans uçakla İstanbul'a gönderdiler.
Günün sonunda Çalış Mevkiindeki Orient Resert Hotel'e giriş yaptık. Otelle ilgili beklentimiz yoktu. Çoğunluk Oteli beğenmemişti ama benim sıfır beklentiyle gittiğimden olsa gerek rahatsızlık duymadım görüntüsünden, iyiydi bence o bölgeye göre temizdi, yemeklerin açıkbüfe oluşu cezbetmeye yetti.

Akşam yemekten sonra Lobi'de bilardo oynayıp, yorgun argın saklıkent'de kaptırdıgım papilerimin acısıyla bana terlik almak için merkeze indik.Terliğimi alıp cok dolaşmadan yorgunlukla Otele döndük hemen güzel bir uykuya daldık.

Mutlu ve Yorgun:)

4 günlük bir tatil ancak bukadar güzel geçerdi.
Çok yorgun bir okadar suratımda sırıtık bir ifadeyle çalışma moduna girdim.
Dün bu saatlerde caretta carettalara yengeç verirken bugun masamda yazıların arasında gömülü kalmak ne büyük ironi:) Biraz kendime geliyim tüm notları yazıcam

22 Nisan 2010 Perşembe

adios:)

gittimmm, bavul hazırlanıcak daha pofff

21 Nisan 2010 Çarşamba

İlişkimizdeki Güvensizlik

Sabah supermario ceptelefonunu evde unutunca benı servis bırakır bırakmaz eve dönüp almış geceden kalan bulaşıkları yıkamış etrafı toplamış sonra işine gitmiş eve gidince tertemiz evi görünce içim açıldı. Zaten dün 22 aydır ilk defa aksam eve dönerken servisi kaçırdım. Metrobüs'le gittim sıkış tıkış sonra indiğim yerden minibüse bindim sıkış tıkış ötesi indiğimde terden ölücektim sırıl sıklam oldum. Ama cok hızlı gittim yani 40 dakikada geldim ki akşam saati anadolu yakasından avrupa yakasına bukadar uygun gitmek imkansız.
Supermario'nun anne ve babasının evlerinin önünden geçmem gerekiyor kendi evimize gitmek için onlarda balkondaydılar sohbet ettik biraz o sırada kocim işten çıkmış hızla beni almak için minibüs duragına gidiyordu benı görünce döndü. Yemeğe davet ettiler içeri girdik yenı aldıkları fotograf makinalarının ayarını yapıp
Sonra evde giyinme sefası o'numu giysem bunu mu derken supermario'yu gayet tarz giydirdim boynunda şalı pantolonu falan baya hoş oldu ama kendim bir kot bir tshirt giydimm çıktım çok düşününce hiçbişi giyilmiyor:D şirinliğim yeter dedim:Pp
 Palladium'a gittik yemek canavarları olarak aklımızdan geçmeyen şey yok. onuda yiyelim bunuda yiyelim tam açlarr. Neyse yemeklerimizi aldık mayonez bitti ben almaya kalktım ama alırken tavuk parçalarımı saydım
arkamdan iş cevirip yemesin diye hahaha 
Allahım yemek konusunda asla güvenmiyoruz birbirimize:D Kesin biri diğerininkini götürüyor. Geçen supermario'nun 4 adet tavugunu yemiştim hiç farkına varmamıştı yemekten sonra söylediğimde yüzündeki nasıl kandım ifadesini asla unutmam:D  Şimdi intikam sırası ondaydı ama ben sayınca kacıcak alanıda kalmadı. O da yarısını yemiş tavugun yediği kısmı koymuş kutuya alt kısımda gözükmüyor ben elime alınca anladım tabı normalde dikkat etmesem farketmem minik cıglıgım ufak caplı şok :D çok rezilizzz

Ya ama yemekten sonra sölicektim cümlembile hazırdı niye anladınnn ki diyor:D  Kendini cok zeki sanma dicekmiş ama içinde kaldı zekam'da kabul gördü hahaha

Eve geldik ve Ps'de 2el futbol real madrid'le oynadm:P
6el de araba yarışı yaptık

Güzel bir akşamdı ama uyku yetmedi uykummm varr

20 Nisan 2010 Salı

Şovalye Olsun Senin Adın

* Nisoşkam ilk flörtünü yaşıyor. Öyle heycanlıydı ki anlatırken
"teysoş benim çıktığım bir çocuk var"
-Nereye çıkıyorsunuz teysecim .
"Henüz biyere çıkmadık ama okuldan birlikte çıktık"
-Peki nasıl oldu ?
"Bana gelip Nisoşka benimle çıkarmısın dedi bende kabul ettim
- Onu gayet ciddiye alarak, ilerde ne olcakmış dedim
" yok teyse ben uzun vadeli düşünmüyorum 3-4 gün çıkar bırakırım büyüyünce ne isterse olsun dedi:D
- Peki çıkmak nasıl birşey oluyor napıcaksınız dedim
"Okulun yanındaki apartmanın merdivenlerine oturduk, zil çalınca sınıfa girdik ama çok güzel oturduk yaaa
dedi ve ben daha fazla ciddi kalamadım çay içiyordum püskürtmek anca anlatır gülmemdeki o efekti.
12 yaşına girmesne 2 ay kala benim minik yegenim büyümüşde "çıktığı" varmış, çok özelsin ve hep çok zekisin ama çok safsın minikeşekmaymunum yesin teysen seni.
* İzlanda'da yaşanan adının telaffuz ederken bile zorlandığmız "Eyjafjallajökull"yanardağın faaliyete geçmesi birçok avrupa ülkesi gibi bizide etkiledi. THY dün 570 sefer iptal etti. Devamlı bir kül bulutunun yagmurla birlikte ayrışıp asit şeklinde yagacagı konuşuluyor. Bugünden için hastaların dışarı çıkmaması istendi Tv'larda birçok uzman tarafından. Bende şemsiyem ve şapkamı takarak geldim şirkete. Otobüsler ek sefer yapmışlar Türkiye'den Avrupaya yüksek rakamlara 200€ 'ya yolcuları taşıyorlar. 40 yolcu taşıyan Devlet Demiryolları kapasitesini artırıp günde 620 yolcu taşımaya başlamış ek vagonlar konarak.

* Yurtdısına cıkalım diye heyecan yaparız domuz gribi hortlar, 2 gün boş bulduk biryere kaçalım deriz kül bulutları etrafı sarar bakalım bu 23 nisan tatili nasıl geçicek mahsur kalmasak bari oralarda:D

* Kimisi bayılır Orkide'ye falan ben  sadece sokak satıcılarında gördüğüm  bir çiçek var ona bayılıyorum beni çok mutlu ediyor Papatya'lardan sonra, çiçeğin adı hüsn-ü yusuf muş ada bak. Diyorumki supermario'ya alıken Şovalye çiçeği diyerek iste. Her gittiğinde böyle dersen bir zaman sonra satıcılar " bazıları buna Şovalye çiçeği'de diyor diye tanıtır ve sonra o isimden tamamen kurutulup daha havalı bir Ad'a kavuşurlar, böyle iste diyorum.  Çok bilim kurgu da izlemiyorsun sen niye böylesin diyor:D

19 Nisan 2010 Pazartesi

İki Kurt Adam, Bir Kurt Kız

Cuma günü supermario'nun anne ve babasıyla cadde'ye gittik. Yemeklerimizi söyledik sohbet muhabbet , onlarında aklına girip 23 nisan için bir tur ayarlamıştım heyecanlılardı görecekleri yerler için. Bizimda farklı bir tur'a gideceğimizi öğrenince ama siz hiç bişi söylemiyorsunuz dediler:) Supermario'nun dengesiz işyerinden kaynaklı söylemediğimizi söyledik:PSonra ben cüzdanımı kaybettiğimi sandım heryeri aradık yok eve gelip iptal ettirecektik ki cantamdan cıktı. Nasıl bir soğukkanlılık bendeki hiç panik olmuyorum böyle anlarda.
Pazar sabahtan 12 gibi ilhn geldi. Kahvaltımızı hazırlarken ben dedimki farkındamısın sevgilim, ilhn İngiltereden geldiğinden beri  3hafta sonudur bizde haftaya evde yokuz kendine kapı aramalı, güldük bayağı, haftaya napıcam ben sizsiz diyor:D Eli kolu dolu gelmiş iş bulmadın henüz niye masraf yaptın dedik iddiayı tutturmuş suyunu cıkardık:P

Kahvaltıyı yaptıktan sonra bulaşıkları toplama merasimi yıldaşa çıktı daha dogrusu ben yoruldum diye o yemin vererek toplamaya gönüllü oldu:) Supermario ile ikisi ortalıgı toplarken ben ayaklarımı uzatıp tv izledim:D
Piknik  çantamıza redbul, vodka, cips, kuruyemiş ve bilumum ıvır zıvırı koyup cadde sahile gittik.
Güneş tam tepede herkes sere serpe yayılmış içkisini içenler bisiklete binenler uçurtma uçuranlar bayılıyorum.
Bizde top oynadık sektirmece, zıplatmaca, yakartop

ayrıca iki kişi birşeyi diretirse 3. kişi dogru bildiği şeyden şüphelenmeye başlar düşüncemizi supermario üzerinde denedik. Kıyamam aşkıma yakartopda, topu tutunca can alma diye birşeyin olmadığı yönündeki engin felsefik konuşmalarımıza karşın yoruldu kabul etmesede iddialaşmayı kesti bizimle:D
Maça bir saat kala eve döndük, ben hızlıca aperatif birşeyler hazırladım, supermario nargile yaktı atmosfere tam hazırdık, Yıldaş beşiktaşın yeneceğini düşünüyordu takımına güveni sonsuzdu ben ve kocişde FB alır dedik. Nitekim öyle oldu Maç sonu Yıldaş'daki hezimet fenaydı. Maç biter bitmez Pes ortaya cıktı  ben onları izlerken mutlu olmaya calısıyordum:D Sonra dedim bende oynıyım önce araba yarışı sonra dövüş oynadım tuşlara basmaktan parmağım agrıyınca bıraktım.
Uyumuşum yataga geçtim. Gece 2,30'a kadar devam etmişler bir ara ben kalkıp içeri girdim hala oynuyorlardı, elektrik kesilince bırakmışlar. Sabah servisle geldi yıldaş benle uzun zamandır 07:00'de kalkmayan bünyesi fenalardaydı :D

Çok tatlı bir haftasonuydu havalar güzelleşince en basit şeyi yapmak bile ayrı zevk oluyor.

Ayrıca Yassssiiii  patates oldunuz gördünmü haha

16 Nisan 2010 Cuma

Arkadaş Dediğin

İnsan arkadaşları arasında ayrım yapabilir mi?
Yapar, sapla samanı bir arada tutmamalı zaten.
Benim kişisel yaptırımım herzaman ;
Kimseye tama etmem laf olsun diye çekmem.
Gerçekten iyi vakit geçirmiyorsam arkadaşım olsun çevrem geniş dursun diye yanında olmam.

Sohbet edebilmek hele, ne önemlidir.
Kısır bir döngüde saplanıp kalmadan herşeyden konuşabilmek.

Birde şöyle tipler vardır virgülsüz konuşanlar, hep kendi anlatsın ister konuşsun konuşsun
sen yalnızca dinle, arada onayla, o nefes alırken iki kelime sıkıştırırsan ne ala..

Ya da kendini övenler bizzat olmasada imayla kendini iyi yaptıgını beynine enjekte edenler,
hep birilerinin onu kıskandıgını düşünenler ne giyse ne yapsa olay oldugunu zannedenler.

Birde sohbetleri sıkıcı olanlar, of nefesimi kesiyorlar. Kendilerine göre cok eğlenceliler, aranan insanlar.
Sözlükteki tozlu kelimelerden az kullanılanlarını ezberleyip sıkca tekrar edince kendini zeki sananlar,
noktasız cümle kurunca çok önemli şeyler söylediğini zannedenler.

Tanıdıgım çok insan var arkadaş titrinde ama  Arkadaşım dediğim gerçekten kafamın uyuştugu istediğim makarayı yaptıgım kibirsiz yalın duru bir elin parmaklarını geçmez.

Hayatımızı güzelleştirecek insanlar hep yanımızda olsun.

15 Nisan 2010 Perşembe

Tatlı Dağınıklık

Dağınıklığa değecek zamanlar vardır ya, dağılsın boşver deriz keyfimiz bozulmasın dakika kaybolmasın.
Öyle bir akşamdı.
Dün akşam arkadaşlarımız bizdeydi. Supermario muayene için işten erken cıktı, yıldaş'da onun yanına gitti dedimki makarna yap sen bende kalanları hallederim, tuzsuz yagsız bır makarna yapmışlar sağolsunlar ketcap sıka sıka yedik:D
Ysm benim işyerime geldi servisle birlikte geçtik karşıya.

Zaten yıldaş iki kişilik çekirdek ailemizin 3. demirbaşı, 
Birlikte nezaman vakit geçirsek cokgüzel  geçer.

Ben hiçbişi yapmadan yoruldum Parmağımı kestim tavuk doğrarken jubilemi yaptım:P
Bulaşığı o yıkadı salatayı o yaptı.  Supermario'nun kolu yanık oda  getir götürleri yaptı. Kızlar oturdu erkekler çalıştı. Başkasına anlatsan saçma gelicek bir oyunu dakikalarca oynayıp güldük. Tabu naytt yaptık, buraya ayzıyorum birdaha asla beni kimse ysmle eş yapamaz 1 ileri gittiysek 8  geri gittik ahahha fena fenaaa
pazar için plan yaptık sahilde kahvaltı kareli örtümüzle sonra akşam bizde maç keyfi.

Supermario ve ysm nekadar tutuksa şebekce fotolar çekilip saçma sapan oyunlar oynamaya, ben ve yıldaş o kadar gaza getirdik. Onlar çüş dedikce biz dozu artırdık. Sonra çok eğlendik deyip durdular baştan agız kenarıyla baksalarda:D
Herzaman aklıma şu geliyor, iki kişi arasındaki en önemli bağ fani maddesel şeyler değil tamamen güzel vakit geçirebilmek, eğlenceli olabilmektir. Gerisi teferruat, bunu yakalayanlar ilerler, ota shite takılanlar mutsuzluga mahkumdur:)

Eğlenceli bir akşamdı, geceden darmadağan bir mutfak kaldı ama olsun :) 
Onları supermario karşıya bıraktı geç saat oldugu için öyle uyuşuktum ki yolcu etmeeye koltuktan kalkmadan öperek gönderdim:D

Mutlu Yıllar Sana

Yakında olsa evlerimiz,  kapıyı çalmadan içeri dalacağım,
Gece 3'de arasam telefonu meşgule düşürüp sana yazmasın diyeceğin,
Yapmadığımız espri, dalga geçmediğimiz insan kalmayınca birbirmize sardığımız,
Bu da çok ağır olur söylemiyim diye birşeyin aramızda geçmediği, her shitin yaşanabilitesi yüksek doz arkadaşlığımızın, İçimizde birkere olsun kırgınlık oluşmasına izin vermeden geçirdiğimiz 6 yılda  seni tanıdığımda benim şuandaki yaşımdaydın:)) Yaş belirtmiyorum hahhaha  seni çok fazla seviyorum çok fazla.

Nice mutlu yıllara hep yanımda ol olurmu?

14 Nisan 2010 Çarşamba

Tuzsuz Uyku

İşlere bulaştım, zevkli ama.
Kafamda birbirine uydugunu düşündüğüm iki insan var
Akşam görüşücekler umarım güzel olur herşey.
Dün akşam maça yetişelim diye alalacele dısarda yemeğimizi yiyip peloş ablalara geçtik
eve gittiğimizde saat 00' olmuştu yattım uyudum derken yarım oldu.
Sabah uyandıgımda gözlerimi bütün gece sıkıca kapamış ama uyumamış gibi keyifsiz tuzsuz bir uykusuzluk haliyle uyandım, Günün en tatlı baslangıcı ayfertitoyla yaptıgımız kahvaltı oldu. Otlu omleti seviyorum Manolya'yı sevıyorum:)

Öğleden sonra little boss evleniyor şirketten sadece ben gidiyorum big boss'la tanıdık olarak. Diğer gidenler sadece selamlaştıgımız insanlar bazen şu gezme duygumu anlamıyorum napıcaksın tek başına yani orda, "hiç işte gezmek olsun" ..

12 Nisan 2010 Pazartesi

48 Saatte

48 saat evden çıkmadan geçirdim haftasonumu.
Pazar günü supermario sürükliycekti beni hadi hava al diye ama yok hiç çıkasım gelmedi.
Pazar sabah yaptıgımız kahvaltı masasını 16:00'da topladık. Okadar yayılmış sere serpe  bir keyif.
Yaşamsal aktiviteler dışında Zorunda kalmadıkca kıpırdamadık koltuktan.
Birşeyleri biryerlere yetiştirme hali olmaksızın. Bir boşluk bulunca diğerinin üzerine çullanma şeklinde geçti vakit. Nasıl dinlendim anlatamam. Keşke bitmeseydi cokhızlı geçti haftasonu.

Pazar saat 18:20'de burnuma mantı kokusu geldi, supermario'ya benı gaza getırde yapıyım dedim. Yok uğraşma ne gerek vardün birsürü yemek yapmışsın dedi. Meğer içimde bir canavar varmış "gidiyorum ben" deyip mutfaga girdim mantının basına kocim saçmalama otur şurda desede dinlemedim. 18:35'de mutfaga girip mantı hamuruna basladım. Oklavam yoktu merdaneyle açtım, ortaboy yuvarlak tabagı baz alarak porsiyonluk olarak yaptım. Normal iki insan yese daha az'ı yeterdi ama bize 4kişilik kadar yaptım:D 19:40'da mutfağı toplayıp mantıyı haşlamıştım bile. Ne hız ne hız, Ben okadar şey yaptım supermario sende cola al dedim vay  vayy o bakışı yetti.  Ben o'na mı yapmışım kendim istiyorum diye yapıyormuşum o meyve suyu içermiş:D höh dedim ya mantı açtım gıkım cıkmadı cola almak gözünde büyüyor,Standart bir coştu sonra gitti aldı geldi:D

yaza giriyoruz millet yemeyi keser biz coştukca coşuyoruz,hayırlara gelsin

9 Nisan 2010 Cuma

Kap Herşeyi

Supermario'nun mesaileri devam ediyor. Dün akuş geldi supermario gelene 21,30'a kadar görls nayt yaptık:D
Eski günlerde bekarken nasıl kuduruyorsak öyle yaptık:P

Dün gecenin en komedi yanı battaniye'nin içinde oluşumuzdu snaırım o üçlüyü unutmıycam.
 Birde biz akuyla aynı anda çenemizi kapayıp uyumuşuz oracıkda.
Supermario yoklamış bizi uyuyormusunuz diye yok deyip devam etmişiz 00'de uykuya.

Değil mi yay çarşafını misss gibi, jilet gibi yap koltugu yatsın ı ıh öle yapmadım
Yataklarımıza geçtiğimizde akuya yorgan yastık verdim kendisi kurdu yatagını:P

resim

7 Nisan 2010 Çarşamba

Yazasım yok,peh:)

Nasıl yazasım yok nasıl yok anlatamam:)
Sadece günleri kaçırmamak adına bir iki şey yazıyım kaçıyım diyorum,
Dün akşam 23nisanda gideceğimiz mini tatilimiz için turumuzu satın aldık. Sanırım biz pek şebeğiz turu satan cocuk gülmekten çalışamadı :D supermario'nun koluyla bakalım nasıl geçicek.
Enson Gecen hafta carşamba evde yemek yemiştim ve oturmuştum bugun çarşamba 1haftadır evi otel olarak kullandık kociş evdenkimse cıkaramaz bu aksam benı dıyor. benide benide
yarın akuş gelcek evi toplıyım bugun işim cok.

6 Nisan 2010 Salı

Biten Haftasonu

 Kıpppkısa yazı:)

cuma karıkoca taksimde tabanvay yaptık , senmisin otobüse binen hava mis gibiydi tepimize yagmur yagdı , ama el ele ıslandık otobüsde mp3 dinledik kafalarımızı birbirine yaslayıp uyukladık ne güzeldi:)))


c.tesi yıldaş aradı napıyorsunuz diye aramasının ardından yarım saate damladı cadde bostan shailde oturduk güneşlendik  makara gırgır  gırla güzeldiii

pazar geç kahvaltı sonra supermario&tuku arasında yüzleşme isimli oyunu oynadık fena gerçekler cıktı:D
macdan önce miss havayı ıcımıze cekelim diye cıktık dısarı 1saat dolaştık döndük, bir noodle yapmışım karidesli sabahlar olmasın.

pazartesi yanı dün hava gene güzel son günüydü raporunun kolunu actlar maymun poposuna dönmüş rengi.  baktım benı bahcede beklıyor giyindik hem yürüyüş olsun hem gezme olsun kayınvaldemlere yürüdük onlarıda alıp beylerbeyi sahile balık yemeğe gittik. Hava esmese daha güzel olucaktı üşüyünce teysesini aradık çaya diye gittik birden içki sofrasına konduk:D

bugunkü planım evde sakin bir salı geçirmek kısmetse:P

2 Nisan 2010 Cuma

Bir Ortaköy Yaptık Geldik

Telefon açtı ben çalışırken süper bir planım var ben gelirken sana kıyafet getiriyim annemleride alalım Ortaköy'e gidelim hava süper. Hemen aradım annemi hazırlanın iş çıkışı sizide alıcaz diye. Nisoşka 1nisan şakası yapıp gelmek istemediğini söyledi. Bende kızdım okadar özledim diyorsun niye gelmiyorsun diye. Annemde  agzından kaçırdı 1nisan şakası yapıyor diye. Sen bunu duy ortalıgı ayaga kaldır ben söylicektim teyseme diye yok böyle bir ağlaama:D Tam ergenlik zamanları pek duygusal kendisi haha
Biz gittiğimizde hava aydınlık Ortaköy Turist doluydu, yemeklerimizi yedik sonra ben işten falan cıkarırlarsa aklımdaki fikirleri anlattım, supermario herzaman yaptıgı gibi ti'ye aldı. Ben nişanlıyken ev alalım dediğimde nasıl dalga geçtiyse 7+1 dubleks al diye, evlendikten sonra Lador'u almak için hesap kitap yaparken ferrari keser bizi diye şimdi de öyle yaptı. Sonra bunlarda gerçek olunca gene pay cıkarırsın kendine ben hiçbir zaman kendimi ortaya atmıyorum "ben düşündüm ben yaptım" demiyorum hep "biz" diyorum. Ama sen hiç bana destek olmuyorsun, hep kendi kendimi motive ediyorum birşeyleri yapabilmek için sonra gene biz yaptık diye dolaşıyoruz adaletmi bu dedim güldü, bende güldüm :P 

Havayı güzelce içimize çektik nekadar sık gelirsem geliyim hep cok özlüyorum ortaköyü 4yılım geçti burada koskoca ne anılar, hayaller, şımarıklıklar, çocukluklar, gözyaşları, gülmekten yerlerde sürünmeler,  çok özel çokk. 
Sonra Nisoşka eşekmaymunu sığmadığı salıncaklara bindi biz dolaştık biraz. Güneş gidince hava esmeye başladı Esma Sultan 'ı tam karşısında gören tatlı mı tatlı bir cafe'ye girdik. 
Annem sigara içiyor supermario nargile içiyor teras pakladı, Bogaz bir tarafda, Esma Sultan diğer yanda. 
En tatlısı güzel makara gırgır oldu. Nisoşka hiç susmadan anlattı Supermario ve ben dalga geçtik:D Annem kıyamadı her lafına en ciddi haliyle dinledi :D Nisoşka şebeklik yaptı biz güldük ne tatlı güzel bir akşamdı.