30 Eylül 2010 Perşembe

Hiç İçin

Hani eski Türk filmlerinde olurdu ya kendinden uzaklaştırmak,doğruyu bulmasını hırslandırarak sağlamak için özellikle kötü davranılırdı. Akıl alacak kimsede kalmadı.

Öyle yaptım bende, anlattıklarımı anlamadığın,
gözümün önünde hep zarar gördüğün için,
insanların seni kullanmasına izin verdiğin için,
elindeki gücün farkında olmadan, ağırlığını kaybettiğin için.

Kendini üzmeye değer mi, hemde hiç için.
Varolduğundan beri hep problem çıkaran birşey için.

Ben umursamıyorum hemde hiç..

29 Eylül 2010 Çarşamba

Ya İçindeki Başka

Lise'de bir kız vardı kısacık saçları, giyim kuşam, hareketleri heh dedim tam kafa dengi biri okul'un ilk günü görmüş ve kesin çok iyi arkadaş oluruz demiştim.

Ben o sıralar Guffy'li dize kadar çoraplarım, palyaço ayakkabılarım, gömlek giyinmeyince çok matah olunduğunu sanan hip hop'mı metalci mi ne olduğunu bilemeyen bir ergen. Sınıfın genel'inin aman gagos canım gagos diyerek 9/8'lik ritimle oynadığı, kalan vakitlerinde Cengiz Kurtoğlu dinledikleri sarılıp ağlaştıkları bir ortam.

Vakit geçti kızı tanıdıkca hiç göründüğü gibi biri olmadığını O'nun da diğerleri gibi tek hayalinin evlenip çocuk doğurmak, sigara içmek, cengiz kurtoğluyla tanışmak vs olduğunu hissedince nasıl boşluğa düşmüştüm.

 Halbuki o dış görünüşüyle tam da kafa dengi biriydi, fırlama duruyordu, ne makaralar yapılırdı, nasıl Akmar'a gidilip cd bakılır, istiklal'de B-boy izlenir evde gelip hareketler yapmaya çalışılırdı, hep yapmak istediğimiz scorpion hareketini yaparız gibi duruyordu. Kızın dışı tek kapılı Cooper içi Murat 135 çıktı.

O günler, annemin "kızım insanlar göründüğü gibi değil" teorilerini pratiğe dönüştürmüş, ilk ergenlik dersimi almıştım. Evet insanlar hiç göründüğü gibi değil. O günden bugüne hiçbirşey değişmemiş. Birini tanımak için en iyi şey hakikaten zaman..

28 Eylül 2010 Salı

O Ses Ki

Bazen yapmaya basladığım hiçbirşeyi yapmamış olmayı istiyorum, farkında olmadan yoruyor. Aslında zevkle başladığım şeyler olsa bile. Kafama takmamayı kendime en az diş fırçalamak kadar iş edinsem aslında sorun kalmayacak.
Ama ben duygusal zekaya yenik düşüyorum.
Sonra bol motivasyonlu iç ses beni tekrar kulak memesi kıvamına getirsede en fazla 20 dakika sonra fırında kabarmış, çıkarınca sönen muffinler kadar hızlı geçiyor bu süreç.

Yeni yine yeniden şu sıralar hep dilimde. ha gayret, hadi pes etme

27 Eylül 2010 Pazartesi

Geçti Gitti

Neler geçiyor hayatta bak bir haftasonu daha bitti.
Ben neler sıgdırdım neler..
Dışarı da olduğumuz anlar dışında ev'de kolumu kıpırdatmadım desem yeri. Paso ps3 oynayıp makara yaptık Supermario ile. Güzel mamalar hazırladı bana. Geçen hafta cumartesi bir şişe absolut bitirmiştik bu sefer cola ile yetindik.

22 Eylül 2010 Çarşamba

Güzel Tatil

Arife günü bavullarımızı hazırlayıp Emr ve Nil'i bizde beklemeye başladık. Akşam geldiler ve gece 00'yi vurmadan yola çıktık. Ama okadar uykumuz vardı ki bu movie day günlerinden dolayı uykusuz işe gitmeler bizi yordugundan bu sefer beni gece yolculuğu çok açmadı direk uyudum tavşan uykusu şeklinde. Mola'larda inmedim bilakis yayıldım boş koltuklara.
Sabah Vardığımızda İzmir'e kordonda güze bir kahvaltı yaptık şansımıza o gün 9 Eylül İzmir'in kurtuluşuymuş ve askeri birlikler gösteriye hazırlanıyorlardı. Kaç tabur dolusu asker vardı hatırlamıyorum ama tüylerimiz diken diken onların hazırlık aşamalarını izledik. Elimizde Türk Bayrakları bayramın birinci günüde yoldan geçen simitciye bile neredeyse iyi bayramlar diyerek dolaştık. Yerli Turist diyorlardı bizim için.

Ayfertito'nun tavsiyesi üzerine Martı Apart Otel'de kaldık. Tertemizdi, memnnun kaldık. Yerleştirdikten sonra eşyalarımızı deniz'e gitmek üzere yarı baygın şekilde ulaştık. Yol'da uyunmuyor nekadar kapasada gözlerini insan. Supermario daha cabuk nakavt oldu bu  sefer. Emr & Nil ve ben su da bolca coştuk. İlk Gün tercihimiz Ilıca'dan yanaydı tabiki. Saat 5 gibi hepimiz bir köşede şezlonglaırn üzerinde havlu izi yüzümüze çıkana kadar uyumuşuz.

Akşamına çocuklar aradı İstanbul'dan bizde geliyoruz yer ayarlayın diye okadar baktık ki heryer dolmuş. Son dakika saat 00' gibi biryer gözümüze ilişti ufacık odalarda normal rakamların 2katına çıkmış fiyatlar el mahkum kabul ettiler birlikte vakit geçirelim diye ve uzun bir yolculuktan sonra Met, Mrv, Aslhn ve Rsl'de bize katıldılar.

Biz gece Yemek yiyip dolaştık ve ilkgün yorgunluguyla çok geçe kalmadan 02:00 gibi eve döndük.

Ertesi sabah onlar geldi ve Sabah kahvaltıdan sonra hep birlikte denize gittik.
Bu sefer onların ilk günüydü ve mayısıktılar biz iyiydik denizin son demlerine kadar çıkmadık.
Akşam güzel bir balık gecesi yapmak üzere marina'da yerimizi aldık. Keyifler yerinde yemeğimizi yiyip birşeyler içmek üzere Alaçatı'ya geçtik. Girmediğimiz sokağı kalmadı sonunda biryerde karar kılıp oturduk içtik eğlendik, sabaha karşı odalarımıza döndük.
C.tesi tekne turu yaptık enüst katını sırf bize ayırdılar ve birçok koy dolaştık.
Deniz'in rengi yeşili of anlatsam yetmez cokgüzeldi.
Son gün işte bir malum kaza odaya bagladı bizi dönüşte Şirinceye uğradık Supermario kucagına aldı tepede kilise varmıs oraya kadar tasıdı yolda benım yuruyemedıgımı gören insanlar supermario ya tempo tuttular alkışlayanlarmı laf atanlarmı aşk'a bak helal sana diyenler mi eglendik bayağı :))
Yolda neredeyse her mola yerınde durup birşeyler yedik. şuan net 55 kiloyum o derece :P

20 Eylül 2010 Pazartesi

Ve Başlar

Tatil'e çıkıyorum'un üzerinden neredeyse iki hafta geçmiş.
Bazen aksilikler olabiliyor işte tatil'de ufak bir kaza atlattım, dinlendim, yattım, yenilendim ve bugun başladım işe.
Tatili ayrıca yazıcam ama ilk giriş yazısı ayrı olsun istedim.

Bu süreçde  mail kutum'da postalarınızı görmek şımartmadığı değil beni.
Önemsenmek, helede hiç tanımadığınız insanlar tarafından merak edilmek çok farklı keyifli bir duygu cidden.
Arayan, mail atan, ses veren herkese çok teşekkürler.
Şuan iyiyim kaldığım yerden devam.

8 Eylül 2010 Çarşamba

Başlar Tatil Modu

Bugun arife yarın Ramazan Bayramı biz bu akşam yola çıkıyoruz. Emr' ve Nil'cim, Supermario ve Ben.
Yerlerimiz hazır tatil moduna girmeme de az kaldı. Akşama girerim sanırım anca. Yol'a çıkmadan yol heyecanını anlayamıyorum bir süredir:)
Dönüşte güzel güzel detaylı anlatmayı unutmıyım not olsun kendime:)
Şimdiden Bayram herkes'e sağlık mutluluk getirsin.

7 Eylül 2010 Salı

Canım Annem İyiki Doğdun

7 Eylül 1956 benim annem 54 yaşında bugün.
Tam Başak kadını.
Çok benziyoruz fiziksel olarak, huy olarak da bir okadar zıt.
Şimdi düşünyorum ben, çocuğum olduğunda annemin beni yetiştirdiği gibi yetiştirir miyim? diye.
Sanırım O'nun kadar idealist olmak çok zor. Sen yaşamasanda bir çok şeyi benim rahat yaşabilmem için hep aydınlık tuttun yolumu. Ve elin tam yetişme dönemlerimde hep üzerimdeydi, bana ilgini yasaklarla değil hep benimle vakit geçirerek verdin.

Çocukken anne&kız ilişkimizin yerini, artık birbirine akıl veren arkadaşlık aldı.
Özellikle o 2 sene herşey olduk birbirimize.

Sen nekadar yumuşak başlıysan ben okadar asi
nekadar sabırlıysan ben okadar sabırsız
nekadar tamamcıysan ben okadar olmazcı
nekadar pozitifsen ben okadar negatif

Sanırım huylarımızda tek ortak yanımız vicdanımız.
İkimizde kıyamayız, ikimizde duygusalız.

Şimdi bu noktada kıymetinden, benim için değerinden, hersabah konuşmasak telefonda birbirimizden eksik kalışımızdan, evlenip kocaman bir kadın olduğum halde sana Z raporumu eksiksiz hala hergün verdiğimden, beni hala gözünden sakındığından bahsetmiycem. Seni Çok Seviyorum Canım Annem, Çok ..
İyiki Doğdun Sağlık dolu hep birlikte nice Yıllara.

Foto

6 Eylül 2010 Pazartesi

Işıkları Kapa

Gözlerimizden uyku akarken bir gece önce yani perşembe'den 1 saat'lik uykuyla cuma'yı yapınca akşam  eve gidince mutfaga girip yemek yapıcak halim kalmadığı için soluğu Optimum'da aldık. Yemeği yiyip birkaç mağaza'yı dolaşıp alışveriş yapıp eve döndük. 21:00'de eve gelip 21:05'de uykuya dalmışımdır. O derece pertim çıkmış. Cumartesi 12:00'de uyanıp evde savrula savrula ortalıgı topladım. Uyukladım, tv izledim. Sonunda Annem'ler geldiler iftar'ımızı yaptık. Sonrasında bahçe'de oturduk.

75247 kere telefonlaştık  Survivor finali için. Ayrıca bu şahısla hastanede karıştık kesin ya ben onun anne babasının çocuğuyum ya o bizim.  İnsan a değince aynı şeyleri söyler mi ya. Geçen hafta aynı gunlerde evde olup aynı seyleri yapmışız gene.  Telefonda konunun orta yerinde başlayıp hiç birbirini anlama sorunu yaşamazmı insan ı ıh yaşamıyor ve ı ıh zero kompleks. Ayfertito'dan sonra kompleksiz tanıdıgım ikinci kişi. Uzakta olsak arkadaşlığı çok kıymetli benim için.
Ve evet kesin kararımız Acun'u artık sevmiyoruz. Resmen rayting gözünü kör etmiş.finito.

 Bahçede oturduk saat 01,30'a kadar makara gırgır. Benım aklıma dahiyane bir fikir geldi. 02:00'de haydi sahuru dışarda yapalım diye. Supermario'nun gözlerinden uyku aksada kırmadı çıktık yola Acıbadem'e gittik Burger King'de mamalarımızı yedik. Bir dolu bir dolu sanırsın mübarek yer herkes tavaf etmeye gelmiş. Şu gırtlak işi çok fena çokk. 03'ü geçiyordu eve geldik. yatış o yatış kaldırabilene aşkolsun.

Pazar günü annemleri karşıya bırakıp Amet'lerin davetiyle onlara gittik. Gece Yarım'dı onlardan ayrıldıgımızda. Evlerinden boğaz manzarası tek kelime ile şa-ha neydi. Ve artık alışmışlar o manzarayı görmeye önemsemiyorlar bile: )) Sohbet ederken köprünün ışıklarını daha net gözükmesi için ışıkları açtırmadım herkes hikayelerini karalıkta göz kontagı kurmadan anlattı bir ara çay dökülüyordu genede azmettim açtırmadım :P
Güzel bir akşamdı, artık kaçgündür turtilerle buluşcaz vakit olmadı bu akşam bizdeler büyük ihtimal tatil işini ayarlıycaz.

3 Eylül 2010 Cuma

Yatım Katım

Okadar hızlı geçtiki bu hafta. Bugunden başlıyım kot ceketle geldim işe rüzgarlı hava. Hele Çarşamba günü yani eylül'ün 1'i dehşet yağmur ve soguk vardı. Haftanın iki günü arkadaşlarımız bizimle konseptli günler yapıyoruz. Uykusuz geceler. Çenem ağrıdı artık gülmekten gelmeyin diyorum.
(geçtiğimiz gece'den ağız açık bırakan bir sahne)
Yıldaş bir kumbara açtı hergeldiklerinde oraya para atıp harici bellek alıcaklarmış.  Arkadaşlarımız içerisinde tek evli çift olmak herdaim bizim evde olmak anlamına geliyor.Artık bir çift daha evlense fena olmıycak:)) birdahaki hafta bayrama geldiği için es geçip bir sonraki hafta ne yapsak diye düşünmeye başladık bile. Pembe Gecesi yaptık herkes üzerinde pembe birşey taşısın diye. İlk gün sayko'luk yapanlar olsada herkes cok hevesli. Bu fikirler gene yıldaşla ben'im başımın altından çıkıyor. Birbirimize destek verince diğerlerini daha kolay ikna ediyoruz:D

Bu akşam turtilerle bayramı ayarlamamız lazım ama ben öyle yorgunum ki tel'de halletmenin yollarını arıyorum. Yarın annemleri iftara alıcam.