22 Ekim 2010 Cuma

Geçmişten Gelen

Eskiden öyle çok yazardım ki günlük olarak. Hatta her kagıt parçasına.
Odamın duvarında heryıl D&R'dan aldığım büyük takvimler olurdu Truffy'li üzerine geniş geniş not yazabileceğim, özel günleri kaydettiğim yada o gün yaşadığım şey'i anlatan tek kelime ile doldururdum.
Sonra atardım. Tutmazdım kenarda, yazıp bitirip atardım.
Ama atmamışım kalmış birisi 2000 yılından. Dün annemle ablam bulmuşlar ev'de hummalı çalışma var boya&badana ıvır zıvırları değiştiriyorlar o sırada kimbilir nereden çıktı.
Hemen hatırladım gözümün önünde belirdi üzerinde yazdığım notları okuduklarında  hangi takvim olduğu.
Arkadaşlarımın doğum günleri, heyecanlar, üzüntüler.. Değer verdiklerim.. Kayıplar..

16 yasında nelere üzülüyor insan 26'sında nelere seviniyor.
Ama hep bir sorumluluk var o kesin. ozamanda çalışıyormuşum hala çalışıyorum:)
tık tık

20 Ekim 2010 Çarşamba

Olma Senin Elinde

Uzun bir aradan sonra (9gün) Dün akşam Supermario ile akşam dışarı çıkabildik. Yemeğimizi yedik dolaştık ve geldik hala yorgunluğunu atabilmiş değil. Ben o'nu insancıl saatlerde evde görmeyi çok özlemişim. Özlem giderdik birlikte haribo& kuruyemiş yemek bile ayrı güzel:P Çot seviyorum, çott
Birde şunu dinliyorum 87645. kez.
Miniğim önerdi, O'nu da çok seviyorum.

18 Ekim 2010 Pazartesi

Bünye

İşyerinde gelişmeler yok cuma bıraktıgım yerden gelip teslim aldım sanki. Patronum ve diğer yöneticiler hakkımda güzel şeyler söylediler, gurur duydum. 6,5 yıl çalıştık birlikte ve giderken benim için endişelenmeleri bile memnun etti beni.

Belirsizlik devam ediyor ve akabinde,
Hayatım ve plan yapmak çok ayrı düştüler zaten hiç sevmediler birbirlerini.
Bu haftasonu için, haftaiçi için, kurban bayramı için kurduğumuz tüm planlar alt üst oldu.
Kurban bayramı tatilinin iptali benim işyerimin belirsizliği, haftasonu ve haftaiçi yapmak istediklerimin olmayışı da Supermario'nun artık cılkı çıkmış mesai saatleri yüzünden.

Aklımın almadığı kadar çabuk kabul ediyor bünyem bunca saçma gelişmeyi.

İşyerinde heran çıkarılma duygusu ilk gün çok ağır gelsede ikinci gün sabah bundan sonra evde neler yaparım kendime yeni bir dikiş makinası alıyım diye düşündüm.
Ben tüm haftayı yalnız geçirdim Supermario çalıştıgı için tamam deyip bekledim, gezdim tekbaşıma dolaştım haftasonu uf demedim.
Tatil iptal oldu Kurban bayramı için, son aşamaya gelmiştik yani pasaport aşamasına kadar ama kader demek sabah olsa tatili almış olsaydık burnumdan gelecekti maddi manevi hayırlısı buymuş diye düşündüm.

Bukadar şey olurken ben haftasonu gidip birsürü alışveriş yaptım çoğu gereksiz birton şey. Sanki biryerden normal olağan tepkiler vermeye calısıyorum diğer yandan anlamsız davranışlar..

15 Ekim 2010 Cuma

Hayır" Hayırlı Mı

Öyle ansız, zamansız, sıkıcı, kötü, anlamsız ,sabah bambaşka şeyler için hayal kurduğumuz öğlen resmen yok olduğumuz berbat geçen ikinci gün. Şirkette herkesle sarılıp ağlaştığımız..
En sevdiğim arkadaşlarım patronum hepsi işten çıkarıldı. Benim durumum şuan havada ama topun ucunda.
Hakkımızda hayırlısı olsun, tek istediğim bundan sonra gene huzurlu olmak.

14 Ekim 2010 Perşembe

Bulutlara Bak Kapkara

Dün akşam Supermario'nun anne ve babasına ugradım iş çıkışı. Kayınpederim çok iyi biridir bugün anjiyo olacak, onlarla vakit geçirip kafaları dağılsın istedim. Supermario'nun sünnet düğünü'nün video'sunu izlemek istiyordum ne zamandır vakit olunca dün akşam izledik. Küçükken nekadar tatlıymış oğlumuz oldugunda küçüklük haline benzesin.

Biz izlerken o aradı , çok salakmışsınnnnn dedim. Tabi o bilmiyor çocuklugunu izlediğimizi. Benim sevdigim şeylere garip mutluluk ifadelerim vardır, salak da bunlardan en sık kullandığım. O sırada o da yanlışlıkla hopörlörünü açmış telefonunun benim sesimi herkes duymuş.Alışık Allah'tan, herkes aradıgında aşkım birtanem der sağol aşkım salak diyerek açtığın için dedi.,Ne güldük negüldük

Gene son mola'da geldi beni aldı eve bıraktı, sabah gelebildi. 1 saat uyudu ve beni servis'e bırakma anı gene. Bu sefer hiç uyandırmak istemedim ama çokda yağmur yağıyor yürüyerek gidemezdim. Gökyüzü şuan akşam 8 gibi kapkara.

13 Ekim 2010 Çarşamba

A'larım Uzadı

Pazartesi işim vardı avrupa yakasında geç bitince annem'de kaldım. Supermario'nun mesaisi ise almış başını gitmiş olduğu için görüşemedik, 1ay sürecek ne yazıkki. Dün işyerinde telefon görüşmesi yaparken gözüm içine gömülü oldugum kagıtların arasından bir an kapıya doğru yöneldi o sırada benden çıkan aAaaAAa 'lar telefondaki kadın ne oldu yanlış mı göndermişiz diye karşılık verince anladım içimden değil dışardan da Aaaa'ladığımı.
Supermario'm iş için karşıya geçmiş ve bana da süpriz yapmış. Öyle güzeldi ki o an.. Off. 10 dakika durup gitti gene. Herşeye bedeldi sanki.

Akşam ben boş evin boş odalarında boşboş televizyon izledim. Kapıyı 456786 kere kitleyip demirini de kapamıştım. Mola vermişler o da beni görmek için gelmiş ama kapı kilitli olunca süprizi kaçtı tabi. Gene 10 dakika gördüm sonra gene gitti. Ben salonda uyumalarıma devam ettim gece geldi, sonra sabah beni servise bırakmak için gene erken kalktı uff bitsin bu tempo.

11 Ekim 2010 Pazartesi

Uyan Hepsini Ben Hazırladım

Pazar sabah, gece geç yatmamış gibi sanki akşamdan kurulmuş oyuncak gibi erkenden gözlerim otomatik açıldı. Sabahımı kahvaltı hazırlamaya adadım. Normalde ikimiz birlikte hazırlarız bu sefer süpriz olsun istedim. Çıtayı düşük tutup mutlulugu kahvaltıyı tek basıma hazırlamakta yakalatıyorum ona :P Öyleki ince detaylara hakimiyetim had safhadaydı Aspiratörü bile açmadım ses cıkarıp uykusunu bölmesin diye. Evin içini mis kokular sarmıştı bile, sıra onu uyandırmaya geldi tam süpriz olsun diye birden odaya girip cöö ööö diye bagırmak istesemde kıyamadım. Tatlı sevgilimle güzel bir kahvaltı yaptık. Teşekkürleri yanağıma bırak dedim.
Sonra biraz Ps3, saatleri unutup tatlı yeğen Cansınişkonun dogum gününe rötarlı katılabildik. Kedi kız olmuş çok yakışmıştı. Maaile bir arada güzel vakit geçti. Akşam da Supermario ile ikimiz kaçtık biraz dolaşmaya. Dönüşte tekrar onlara ugradık geceyi orada bitirdik. Güzel bir haftasonuydu

6 Ekim 2010 Çarşamba

Hafif Bir Yokladı, Gene Gelicek

Ayın 3'ü pazar günü İstanbul'da 4,4 şiddetinde Marmara odaklı bir deprem oldu. Biz hissetmedik ama hisseden çok. Açıkcası o an ve sonraki günler umursamasam da, dün akşamdan beri içimde bir endişe oldu. İçim hiç rahat değil, bu düşünceyle elbet yaşanmaz ama herşeyi çabuk unutuyoruz bu gerçek.

Hem bireysel hatalardan da değil ölümler hep devlet politikası yüzünden adamlar Japonya'da 10 küsürlük depremleri atlatıyor burunları kanamıyor. O'na göre yapılaşma var.

Ya bizde 50 Lira kagıdın arasına koy en olmayacak imarı onaylasınlar. Kendi evim sağlam olsa da ki deprem yönetmeliği var ama genede hiç güvenmiyorum, annemin, benim ve supermario'nun çalıştığı binanın, arkadaşlarımın, sevdiklerimin, yol da giderken yanından geçeceğim herhangibir yerin hiç bir garantisi yok. Gerçi kader de varsa nereye gitsen bulur ama realist davranmak istiyorum. Bile bile 10 yıl içinde gerçekleşecek depremi bekleyerek yaşamak ölüm tarihlerini bilmeye eşdeğer.

Hayır karamsarlık değil sadece 1 kaç saniyeliğine gerçeği hatırlamak.
Ne gereksiz geliyor herşey.

4 Ekim 2010 Pazartesi

Gök'te Kuşak

Cuma, Yıldaş'la buluştuk maaş yemeğini yedik, sonra bizde ps 3 turnuvası.
Cumartesi, erkenden kahvaltı da annemle buluşup gezdik. Akşam karı koca maç keyfi 
Pazar, Geç kahvaltı ve bir peynir merakı başladı ben de, 7845 tane peynir çeşidine boğdum kendimi,
Geç saate kadar masa öylece kaldı akşam üstü annemlere gidip maaile annemin havada kalan dogum günü yemeğine çıkardık.  
Bu sabah'da bu güzellik vardı arkasından bir yağmur sonra bir rüzgar şimdi dindi.
Öğlen anneme dün akşam vermeyi unuttuğum doğum günü hediyesini vericem.