24 Eylül 2012 Pazartesi

cep herkülü

İşin en zorlaştığı noktaya doğru tırmandığımızı hissediyorum.
Dur durak bilmeden nefes almadan geçirdiğimiz zaman dilimi. 15. ay
Gene çok keyifli gene tadından yenmez ama sabır sınanan, ne kadar dayanıklısın isimli bir reality show gibi artık hayatımız.
Sabırsız olan motivayonu cabuk düşen bendim her zaman, Supermario'du beni hazırlayan ama
rolleri değiştik farkında olmadan.

Bebi bulunduğu aylar gereği herşeyi keşfetmeye çok meraklı, sosyalliği, insan ilişkileri aynı hız devam ediyor o canayakınlığı olmasa zaten sanırım daha zor geçer.

Elimden geldiğince yaptığı hiç bir şeye karışmıyorum keşfetmesi öğrenmesi için ama her an başına bir şey geleckmiş gibi atraksiyonlara girdiği için en sık kullandıklarımız  yapma, indirme, düşeceksin, koş peşinden, Allah'ım gene nereye çıkmış, ah ağzına atıyor, burnuna ne sokmuş, elini sıkıştıracak, atıyor, vuruyor, inatlaşıyor, 2,5lt colayı taşıyor ayağına düşecek bir yeri ağrıyacak diye herşeyi kaçırıyoruz ama ne bulsa taşıma derdinde cep herkülüm.

Teknolojiye çok meraklı iphone da fotoğrafları elimle büyütmemi öğrenmiş başparmağı ve işaret parmağını ekrana götürüp kendince fotoğraf açıyor. Tarakla saçını tarıyor, telefona alo benzeri şeyler söylüyor, supermario annene git değince bana, ben babana git değince ona gidiyor.

Kitaplara müthiş ilgili ne kadar kitabı varsa getirip ıh -a deyip ona okumamızı istiyor. Neyse ki bizim kendimiz için az kitap okuma alışkanlığımızı Rüzgar'a uygulamadık ona harika bir kitaplık yaptık. Daha bu yaşında 100'e yakın kitabı var. Sıkıldıkça yenisi okuyoruz ama hiç sıkılmıyor müthiş bir ilgiyle dinliyor ve fotoğraflara bakıyor. Çok mutlu oluyorum onu böyle gördükçe.

 Günde 2 kez uyuyor. Akşamları 21:30'da yatmaya başladı 3 aydır, geceleri mutlaka kalkıyor uyandığında su veriyoruz ve yanımıza alıyoruz diğer türlü yatagında dalamıyor uykuya, ağlıyor. Benimde onun uykusu gelene kadar dayanacak gücüm olmuyor sabah işe kalktığım için o yüzden yanımıza almak daha kolay geliyor.   Salonda yalnız bırakmaya gelmiyor evin dekorasyonunu değitirdik 1,5 ay önce ve ışıkların açma kapama düğmelerinin yanına düştü koltuğun kenarı, ona da oyun çıktı biz ne zaman yanında olmasak 1-2 sn hatta salilse hatta kafamızı çevrdiğimiz an oraya çıkıp koltuğun kenarında ellerini bırakmış ip cambazı gibi yürürken buluyoruz. Bence bebekleri melekler koruyor aksi takdirde bu kadar başı boş hale başlarına neler gelirdi düşünmek bile istemiyorum. Terlikllerimizi giyinip dolaşıyor mutluluktan dört köşe artık neyi başardığına seviniyorsa:)

Saklambaç oynayama bayılıyor, kendisi saklanıp çığlık atarak çıkıyor odalardan, bizi bulmaya bulamayınca odaları gezmeye en sonunda dudaklarını büzerek japonaki tipiyle ağlamaya başlıyor. Bunu en çok Supermario yapıyor çık diyorum çocuk nerden bulsun seni yok illaki ağlatacak ağlayınca çok komik oluyormuş oluyor valla haklı ben de çok gülüyorum ağlak haline:))

Ne çok yazdım hala yazasım var. Damak tadı iyice belirginleşti mercimek çorbasına bayılıyor, muz seviyor, et seviyor, fasülyeye mesafeli bir ilişkisi var. Genel olarak çoğu şeyi seviyor.

Çocuklarla vakit geçirmeye bayılıyor elinde ne varsa hemen karşı tarafa veriyor, genel olarak yediği şeyleri de yememiz için bize uzatıyor ve yemezsek geri çekmiyor bir kendini besliyor bir bizi, bu huyu bana çekmiş paylaşımcı hehe

Cep herkülüm büyüyor :) seni seviyorum sarı kafa.

11 Eylül 2012 Salı

ade

Yatak odasının kapısı kapalı ben içerideyim,
birisi kapıya vuruyor tık tık sesi.
Adee,
bir kapı tıkırtısı daha ve tekrar Adee Adee
bilinçli söylediğin belli. İçim içime sığmıyor , sana sarılıp tekrar tekrar söyletmek istiyorum.
Nasıl güzel bir an.

Anneanne'nin kucağından kollarını açıp kucağıma geçmek istiyorsun
Adeee,
Ellerimi açıp gel annecim diyorum Adee diyip sarılıyorsun boynuma.

Gel de bu yoğun günde çalış.
Aklım evde kulaklarımda Ade'ler uçuşuyor. Ses tonundaki sevinci unutmamak için devamlı hatırlatıyorum kendime. Nasıl bir güzellik kattın hayatımıza.