21 Şubat 2013 Perşembe

haluk levent jolly joker

Bazen ıncık cıncık anlatmak istiyorum bazen kelimeler fazla geliyor. 
Sadece harikaydı yetiyor.

 Jolly Joker'in ortamını seviyorum, sıcak samimi  göz teması olacak kadar yakın oluyor insan, en uzağında olsa bile sahnenin.

Haluk Levent'i çoook özlemişiz. Supermario ile her şarkısına eşlik edip, dans ettik. Biz daha küçücükken 15-16 yaşlarında Supermario ya fb maçlarında olurdu ya Haluk konserinde. Ben de imrenerek bakardım çünkü yaşım tutmuyordu:)) Yaşım yavaş yavaş tutmaya başladığı dönemde de 22,30'du maksimum eve giriş iznim:)  İlişkimiz başladıktan sonra Supermario annemin huyunu bildiği için beni bir konsere etkinliğe maça götürse 22,15'de toparlanır arabayı en  yüksek hızda sürüp 22,30'u 1 geçe değil tam 22:30'da eve bırakırdı:) Annem ailem supermario'yla arkadaşlığımızı biliyor Supermario bizim eve girip çıkıyordu ama işte 22,30 kuralı hep vardı biz de hep uyduk :) Sonuna kadar izlemeden çıktığımız etkinlikler bizden intikam almasın diye şimdi salonu süpürenlerle aynı anda çıkıyoruz:))
Haluk Levent, açık havada da farklı konser ortamlarında da izleyicinin arasına iner dün gece de aynısını yaptı önümüze kadar geldi elinde mikrofon olmasa bile orayı sallayacak sesiyle çoook keyifliydi her dakikası. İyi ki gitmişiz dedik ne iyi geldi.
Birlikte dinlediğimiz 11yıl önceki şarkıları dün gece canlı canlı dinlerken sanki minik tuku ve supermario eşlik ediyordu onlar zıplıyordu sanki o şarkılarda .. ne küçüktük.. ne çocuktuk.. neler yaşadık.. ne zaman büyüdük.. 30 çok uzaktı.. 30 çok yaşlıydı..

20 Şubat 2013 Çarşamba

hadi canım

Cuma günü biletix'de nereye ne alsam diye dolaşırken Haluk'un konserini görünce sek sek sekerekten bileti sepetime attım kredi kart numaralarımı girdim son check aşamasında süre 5 dakikadan geri sayarken o sırada işlere daldım, süre doldu kaldı. İlk boş arada tekrar tüm aşamaları geçip son aşamaya geldim yine başka bir işim çıktı yine kaldı bilet. Ben de biletin bugün bana gelesi yok akşam evden alırım diye bıraktım. Kapadım siteyi.

Akşam eve gittim 10 dakika sonra arkamdan Supermario geldi.  Klasik günün kritiği sohbetlerimizi  yapıp bir yerden de bebi'yi yeme seanslarının arasında kapat gözlerini dedi. Ne oldu ki dedim kapat işte dedi. Gözlerim kapalı sorguya başladı.
Ayakkabını giydin mi?
Hangi ayakkabıyı?
sevgililer günü hediyesi olarak aldığım ayakkabıyı?
hm yok giymedim giycem.
İnsan bir dener beğenmedin mi?
Çok beğendim ama unuttum.
1gün geçti üzerinden insan bir dener.
Supermariocum gözlerim bunun için mi kapalı açık konuşsaydık ahaha amacın ne?
Tamam konuya giriyorum aç gözlerini.

İki bilet elinde Haluk Levent'e..


yok artık! dedim
istemiyor musun gitmek dedi
deli misin çok istiyorum dedim...
önce başladım anlatayım ben bu sabah bla bla bla sonra vazgeçtim.
sarıldım kocaman.

o gün geldi akşama Haluk gecesi var.

19 Şubat 2013 Salı

sinema

Sinema'ya gitmek lüks artık bu bir gerçek.

Bırakacak insan olmasına rağmen vicdanımızla baş başa kalıyoruz her plan sonrası.
Ya bir telefon geliyor arkadaşlardan akşam şunu yapalım diye ya da ben gündüz uzakken organize ediyorum iş çıkışı için. Taa ki akşam görüşünceye kadar.

Eve gelip bebi'yi görünce Supermario ile birbirimize bakıp gitmesek mi? hastayız mı desek? uf nasıl bırakıcaz diye planı iptal planlarına giriyoruz.
İstisnasız her program öncesi aynı sendromlar. Yolda aynı vicdan azapları devam ederek uzaklaşıyoruz evden. Artık gittiğimizi anladıgı için bildiğin kaçıyoruz koşarak yoksa çok üzülüyor:(

Dün akşam karı koca sinema yemek gecesi yapalım dedik. Eve geldik bebi bizi beklemiş. Görür görmez topunu getirdi benim ve Supermario'nun elinden çekip salona götürüp oyuna başladı. Anneannesi de gitsinmiş eliyle itiyor yer cücesi.
Çok da özlemişiz biz de onu ,akşam olsun görüşelim diye iple çekmişiz ama diğer taraftan da onun bizimle olamayacağı ortamlar var elimiz mahküm götürmemeye.

Burnumuzun direği sızlaya sızlaya öpe koklaya çıktık evden. Yemek yedik, dolaştık, oturduk sohbet ettik derken sinemaya 20dakika kala canım kadayıf istedi. Gunaydın'ın kadayıfı yumuşaktır Adana Dostlar'dan alalım diye Palladium'dan çıkıp oraya geçtik bir kadayıf geldi çıtırlığı geçtim pelte gibi. Normalde onu iade eder üzerine kendime kebap ısmarlatırdım ama üşendim götürüp iade etmeye zaten supermario hiç sevmez öyle şeyleri içinden böcek bile çıksa götürüp vermez. Benim zorumla arada yırtıklığı tutuyor çooook nadir o da. Nerede dişli işler var onlara ben bakıyorum ama dün hiç yoktu tırnaklarım.

Tatlı sonrası koştur koştur sinemaya geçtik. Cem Yılmaz'ın fundamental'ini stand up olarak izlemiştim hamileyken çok çok beğenmiştim. Aradan zaman geçti unuttuk deyip bir de sinemada izleriz diye akşam yine ona gittik. 21:45'de başladı 00:30'da bitti. Artık gülmekten çenem ağrıyordu parayla kendime işkence yapıyorum diye düşündüm. Çenemde problem olduğu için çok çiğnememem çok gülmemem lazım çok ağrıyor sonra. Ben ve gülmemek o da mümkün değil. Hala dün akşamki gülücüklerin bedelini ödüyorum sağ tarafım kulağıma kadar ağrıyor :)

18 Şubat 2013 Pazartesi

bla bla bla

Bir haftayı geçti tüm boş vaktimde hesap kitap yapıyorum.
Sağolsun Supermario'nun armut piş ağzıma düş hayat felsefesi :)

Önce tatil için bütçe çıkardım baktım istediğim yerler 6,5'u geçiyordu ona o parayı  verene kadar zaten arabayı değiştirmeyi düşünüyorduk biraz daha fazla çekelim daha üst model olsun diye düşünmeye başladım.  Faiz oranlarını incelerken kredi yapılandırmanın tam bizim ödediğimiz konut kredisine uygun oldugunu görüp faiz yapılandırmasıyla ilgili tüm bankalarla görüşüp konut kredisinde yapılandırmaya geçtim. Bankada memurlara sorduğum sorulara 7 kişiyi arayarak cevap verememesi bir kez daha kıl müşteri sınıfına soktu beni  biliyorum ama yapacak bir şey yok her detayı bilmem lazım. Neticede 5yıl daha kredimiz var ve hangi yapılandırma benim bütçeme en karlı olduğunu bilmem lazım. Sonunda ödeyecediğimiz rakam düşünce  arabadan vazgeçip daha fazla bireysel kredi çekelim evin kalan kredisini hızlıca kapatalım planları mantıklı gelmeye başladı. Supermario'ya 4-5 sayfa brif hazıladım resmen sunuma çıkar gibi böyle olursa böyle, ben işten çıkarsam böyle, ikimiz ödersek böyle, tatile gidersek böyle olur diye bütçe hazırladım.

Biraz dişimizi sıkıp bu yıl tatile gitmezsek evimizin kalan kredisini çok rahat kapatıyoruz'u anlatmaya çalışsamda o tatili daha çok istedi. Ben hep böyleydim hep kenara atalım biriktirelim modundayım.  Evlenirken de düğün yapmayalım oraya harcıyacağımız parayla ev alalım peşinatımız olsun diye düşünmüştüm iyi ki de öyle yapmışız. Yine düğünümüz olmuştu ama farklı bir konseptde.Tatilde casino'da para kazandıgımızda 3 kuruş bile olsa bugünlük tamam yeter oyanadık zevkimizi aldık kalanları yarın oynarız diye kenara sayarak ayırdığım çoktur. Supermario dalga geçer benimle bu huyum yüzünden ama hakkımıda teslim eder bizi çekip çeviriyorsun diye. Yetinmeyi bildiğim için sanırım Allah kat kat fazlasını verdi 5yıllık evlilik dönemimize baktığımda hep bir önceki yıldan çok daha iyi şartlara sahip olduğumuzu görüyorum...  Zaten fazlasında hiç gözüm olmadı gördüklerimizden geri koymasın derim dua ederken hep.

Şuan istediğim bir ev var kredimizi 1,5yılda kapatıp o evi almak istiyorum. Önce ben inandım her zamanki gibi şimdi Supermario'ya zerk ediyorum zehiri:) herşeyin hayırlısı önce tabii.
Tatil için fiyatta küçülmeye giderek 6,5'luk değil ama yarısı kadar başka bir yere gitmeye karar verdik ve cumartesi günü gidip aldık ets'den. Fazla açılmadan hem de istediklerimizi yaparak dengeli gitmek ne supermario'yu ne beni üzecek.

15 Şubat 2013 Cuma

Değişik

Yaklaşık 3 haftadır aksatmadan yaptığımız cuma akşam Orçn'lara gidip gece 03'te eve girip, ardından cumartesi akşam aynı grubu bizim evde ağırlayıp, pazar sabah aynı grupla yıldaşlara gitmemiz rutininden çıkan başka bir aktivite yapıcaz bu akşam. 72 saatte 23 saat görüşür mü bir insan topluluğu. Aynı apartmanda yaşayıp elektriği suyu doğal gazı ortak ödiyelim diyoruz artık.

Bu hafta döngüyü kırıp erkenden başka bir plan yaptık, akşam Bebi ve Supermario baba&oğul basket macına gidecek. Ben de kolumu dahil kıpırdatmadan televizyonda daha önce kaçırdığım Yalan Dünya'yı izlemeyi o bitince İz tv'ye zıplamayı hepsinin yanında bol çikolata yemeyi planlıyorum.

Bir yanım çamaşır da atarsın makinaya diyor, diğer yanım hayır canım ne münasebet o 2-3 saat sana ait git tadını çıkart diye bıdır bıdır söyleniyor.

Artık keyfim ne isterse belki 3saat boyunca duşa girer çıkmam, kendime ait koskocaaaman 3 saat neler neler yapılır. uuuu.

12 Şubat 2013 Salı

İlk Tokat

Dün akşam dışarı çıktık. Biraz alışveriş, biraz gezmek, biraz yemek derken oradan oraya koşup enerjisi taşan bebi her denk geldiği insanın bacaklarına yapıştı, önüne çıkan çocuklarla oynamak için etrafından ayrılmadı. Zaten Avm'de gezerken elini tutmuyoruz pusetinde değilse kendi kafasına göre önümüzde geziyor biz de tehlikeli bir an olmadıkça yanına gitmiyoruz.
 
3-4 yaşlarında bir çocuğun etrafında dolanıp duruyor. Çocuk buna pas vermedikçe elindeki oyuncağını ona uzatıyor ekmek götürüyor kendisiyle oynasın diye. I ıh çocuktan hala tık yok. Paylaşımcıdır zaten baktı çocuk oynamıyor ailesine şirinlik yapıp yine gitti çocuğun yanına. Çocuk bebi'ye Allah ne verdiyse çat diye bir tokat attı. Alt dudağı titremeye başladı ne olduğunu şaşırdı saniyeler içinde döküldü göz yaşları.

Ben koşup kucağıma aldım öptüm yanağını, o sırada istem dışı gülüyorum birşey olmadı diyerek, tokat atan çocuğun babası oğlunu kenara çekip sert bir dille uyarmaya başladı o çocukta korktu ağlamaya başladı. Kucağımda bebi onların yanına gidip kızmayın o da çocuk ne yapsın anlamıyor ki dedim. Bebi kucağımdayken tüm olayı uzaktan izleyen Supermario yanına gittik. Gözleri kan çanağı olmuş, çok uyuz olmuş vuran çocuğa sinirinden gelmemiş. Bebiyi kaptığı gibi hızlı hızlı uzaklaştı. Anlamayacak yaşta değil yapmaması gerektiğini bilecek büyüklükte Bebi kadar olsa zaten  anlamaz deyip önemsemezdim diyip durdu.


Evhamlı büyütmemeye çalışıyoruz, her düştüğünde kaldırmamaya, bir yere tırmanıyorsa yardımsız halletmesine, kendine zarar vermedikten sonra bizden medet ummasın diyoruz.
Yediği tokat değil mevzu, düşe kalka, kavga ede dayak yiye yiye büyüyecek belki ama kendini koruyabilecek büyüklükte olsa başka türlü bakardık. Belkide bakmazdık yine kalbimizde aynı hissiyatla dolardı. Onun canı yandığında aynı anda acırdı kalbimiz belki.

Sonra annemi düşündüm 30 yaşına giricem hala terliğini giy yalınayak basma yere üşütürsün diye elinde terlikle etrafımda dolaşması geldi aklıma..

 Cidden yaşanmadan anlaşılmayacak bir şey anne baba olmak onu anladım..

6 Şubat 2013 Çarşamba

Ördek Ailesi

Bebi unutmayayım diye yazmak istediklerim var, uzuuun bir yazı çok da yazmaya alışık olmadıklarımdan ama unutmamam lazım senin ilklerin 5yıldır tuttuğum bu günlüğümün en özel anları. Aklıma geldikçe ekleyeceğim.
Evde ördek ailesi gibiyiz sen önde, arkanda Supermario onun arkasında ben ya araba sürüyoruz ya asker yürüyüşü sol sağ yapıyoruz. En sevdiğin oyunlardan.

  "Benim oğlum güzel oğlum beni al kollarına," bu benim sana bebekliğinden beri söylediğim ninni. Duyar duymaz mayışıyorsun.

Kendince öptüğünü sandığın dudaklarını yanaklarımıza değdirme eylemin için defalarca "bak şuram uf oldu öp hadi" diyebilirim. Nasıl masumsun annecim, merhametli kalbin en büyük hazinen olsun ömrün boyunca.

Akşam klasiğimiz haline gelen "Bebi hadi yat da yiyeyim seni" dediğimde kollarını başının iki yanına yukarı doğru kaldırıp bekleme haline bayılıyorum.

Anneannen Islık çalmayı öğretmiş. Ses çıkmıyor ama üflüyorsun bir de herkes bakıyor mu sana diye gözlerinle etrafı kesişin yok mu.

Çoraplarını çıkarıp yalın ayak taşa basıp çıkan sese çok gülüyorsun.

Ellerin ceplerinde bir yürüyüşün var ki önden giden göbeğini ısırmamak için zor tutuyorum kendimi.

Dün akşam eve gider gitmez beni gördüğüne hiç sevinmeyerek keyfine bakmaya devam ederken anneannene karşı beni tercih edip yanıma gelip oynaman gözlerimi yaşarttı sarı kafa.

"Bebi ayakların kokuşmuş uf kokorca gibisin" değince ellerini burnuna götürüp gülmeye başlıyorsun.

Tv'da bir bebek çocuk sesi duyma hemen aiiiiyy moduna girip neşen tavan yapıyor.

Yemek masası hazırlanınca mama sandalyeni ayaklarından masaya doğru sürükleyip içine konmak için paçamızda dolaşıyorsun.

 Anneannen bunu geçen ay da yaptığını söylüyor ben dün rastladım. Dün akşam dışarı çıkarken üzerine giydirdiğim montu değiştirmek istedim o sırada sen gitmeyeceğimizi düşünüp montu elimden çekip kolunu sokmaya başladın ben üzerinden çıkarmaya çalıştıkça feryat figan ağladın. Sonra diğer montu giyip kapıya gidince kesildi sesin gideceğimizi farkettin. Bu gezentiliğin kime çekti bilmiyorum maymuşum :)
İlgi delisisin annecim. Aferim diyeceğimiz ya da yeni öğrendiğin bir numaran varsa herkese gösterip alkış almak için çıldırıyorsun.
Hani gözün? nerede burnun? nerede ağzın? diline bakayım diye ardı ardına sorularıma doğru yanıt verince seni alkışladığımda Supermario'nun o sırada başka şeyle ilgilenmesinden dolayı olayın dışında kalınca onun yanına gidip aynı seride aynı numaraları onada yapıp ellerinle alkış yapıyorsun. O alkışlamayınca elinle koluna vurup alkış işareti yapıp hala daha alkışlamazsa ağlamaya başlıyorsun. hahaha benim canım oğlum. Bunu keşfettiğimizden beri seni ağlatıp gülüyoruz çok fenayız değil mi? Ama çok komiksin bebi.

Banyodan çıkmak bilmiyorsun. Banyo bitti hadi giyinmeye diye seni duştan çıkarmaya geldiğimde duşa kabini yüzüme kapatışın tam komedi.

Her alt değiştirmemiz bir zulüm hıçkırarak ağlıyorsun.

Telefonumun ekranına parmaklarınla dokunup ileri geri kaydırıp oyunlara giriyorsun. Telefonda bir uygulama var çıkardığın sesin aynısını çıkaran kendi kendine keşfettin aynı sesin geri döndüğünü ,onu açıp kendi sesini dinlemek en sevdiklerinden.

Supermario ile sana baktıkça gözlerimiz doluyor, nasıl büyük deli bir aşksın.


sen başıma gelen en güzel şeysin annecim.