16 Mayıs 2013 Perşembe

hayallerin kadar güzel olsa her sey keşke

Bir sünnet düğününe gittik geçtiğimiz günlerde
Düğün, supermario'nun işyerinde bir görevlinin çocuklarının sünneti.
Supermario'yu öyle çok seviyor ki adam illa davet etmiş. Ayıp olur gitmezsek çok istiyor gelmemizi dedi Supermario. Az çok tahmin ediyordum gideceğimiz yeri ama görünce hem içim aktı hem kendimi sorgulamaya başladım.

Ortam tam anlamıyla 20 yıl önce düğün salonlarında masalarda muşamba, 2kurabiye 1 susamlı çubuk ve bir kutu meyve suyu olanlardandı. Bir okul'un kantininde düğün, ki bu düğünü bile çok zor şartlar altında yapmışlar. İmkanları çok çok çok kısıtlı.

İçeri girer girmez bizi gördüklerinde sevinçleri mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Sahneyi gören en güzel yere oturttular sağolsunlar. Herkesle tanıştırdılar, belki hayatımda bir daha görmeyeceğim bir çok insanın elini sıktım

Anne, baba, iki çocuk, bolca akraba ve İlk defa davul gören bir bebi. Adamın eşi nasıl güzel yüzünde bir gram makyaj yok ama pırıl pırıl cildi iri gözleri iki çocuğa rağmen güzel bir fiziği var. harika olmuşsun diyorum su gibisin.. Gerçekten mi diyor ? Gerçekten çok güzel olmuşsun. Çok sevinip sarılıyor bana. Evet güzel ama öyle hüzünlü öyle çökmüş ki bakışları sanki ruhu yorulmuş orada ama değil gibi..

Ne bir video var sünneti çeken ne bir fotoğrafçı. Bizim yanımızda fotoğraf makinası vardı ama indirmemiştik kimseleri göremeyince ortada supermario arabadan makinayı alıp geliyor hepsini çekiyor. Ailece, tek, kardeş kardeşe..

 Şarkılar türküler herkes çok keyifli. Bir de dansları çok güzel erkeği kadını miniği yaşlısı kafkas oynuyorlar her biri kuğu gibi salınıyor sahnede. Bebi de onlarla zıpzıp zıplıyor. Ben de dalmış onlara bakıyorum. Aklımdan çok şey geçiyor çok fazla şey.. Beni de kaldırıyorlar eşlik ediyorum bir sağa sola hepimizin keyfi yerinde.

Yarım saat 40 dakika oturup minik adamların takılarını takıp kalkıyoruz, yolda bir ağlayasım geliyor ığın ığın süzülüyor yaşlar. Bazen insan şansını kaderini kendi belirleyemiyor. Kim bilir çocukken neler hayal eder nasıl bir hayat dilerdi.. Aklımda hep o kadının hüzünlü gözleri var. Hala etkisindeyim...

Nelere üzülüp kafaya takıyoruz olmasa da olacak olan..
İnsanlar akşamı nasıl geçiririm derken, keyfi neler alıyoruz, sıkılıp bırakıp bir yenisini daha, bir yenisi daha..
Düşündüm de en son ne zaman ayakkabım yırtıldığı için yenisi aldım diye? Cevabım yok.. Bir çoğumuzun yok..
Biraz üzülüp sonra unutuyoruz gördüklerimizi..
Yaşanmadan bilinmiyor bazı şeyler.. Sadece anlık dahil olup sonra hayatlarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.... Nasıl  kötü bir çark bu hepimizi içine alan..