12 Nisan 2010 Pazartesi

48 Saatte

48 saat evden çıkmadan geçirdim haftasonumu.
Pazar günü supermario sürükliycekti beni hadi hava al diye ama yok hiç çıkasım gelmedi.
Pazar sabah yaptıgımız kahvaltı masasını 16:00'da topladık. Okadar yayılmış sere serpe  bir keyif.
Yaşamsal aktiviteler dışında Zorunda kalmadıkca kıpırdamadık koltuktan.
Birşeyleri biryerlere yetiştirme hali olmaksızın. Bir boşluk bulunca diğerinin üzerine çullanma şeklinde geçti vakit. Nasıl dinlendim anlatamam. Keşke bitmeseydi cokhızlı geçti haftasonu.

Pazar saat 18:20'de burnuma mantı kokusu geldi, supermario'ya benı gaza getırde yapıyım dedim. Yok uğraşma ne gerek vardün birsürü yemek yapmışsın dedi. Meğer içimde bir canavar varmış "gidiyorum ben" deyip mutfaga girdim mantının basına kocim saçmalama otur şurda desede dinlemedim. 18:35'de mutfaga girip mantı hamuruna basladım. Oklavam yoktu merdaneyle açtım, ortaboy yuvarlak tabagı baz alarak porsiyonluk olarak yaptım. Normal iki insan yese daha az'ı yeterdi ama bize 4kişilik kadar yaptım:D 19:40'da mutfağı toplayıp mantıyı haşlamıştım bile. Ne hız ne hız, Ben okadar şey yaptım supermario sende cola al dedim vay  vayy o bakışı yetti.  Ben o'na mı yapmışım kendim istiyorum diye yapıyormuşum o meyve suyu içermiş:D höh dedim ya mantı açtım gıkım cıkmadı cola almak gözünde büyüyor,Standart bir coştu sonra gitti aldı geldi:D

yaza giriyoruz millet yemeyi keser biz coştukca coşuyoruz,hayırlara gelsin