3 Mart 2010 Çarşamba

Çok zaman Geçmiş

Trafik fena kalabalık servisin karşıya erken geçmesini umud ediyorum 5 dakika eve ondan erken gitmek hiç bukadar değerli olmamıştı. Dikkat çekmesin diye elimde aylardır şirkette kapının arkasında üşendiğim için götürmediğim lekesökücü deterjanı bir hışımla alıyorum hediye paketimi kamufle etsin tansaş'dan alışveriş yaptım diye gözüne sokmadan anlatmak için. İşten erken çıkmış benı beklıyor normalde ineceğim yerin 500 mt öncesinde, hiç şansım yok caktırmadan binicem lador'a artık. Hergün kadar sarılıyoruz birbirimize ve nezaman alışveriş yaptın sırtın agrıycak niye tasıyorsun agır dıyor. Olsun cıksın aradan maaşımı almışken diyorum. Çıt yok ikimizdede müzik son ses gidiyoruz. Annesini bırakıcak ablasına, ben Lador'dan inerken agzının kenarıyla hazırlan istersen diyor, bende sanki hiç beklemıyormuşum evde mercimek makarna yıcekmişiz gibi bir havada aa yapıyorum. Aramızdaki bu herşeyi bilip konuşmama oyunu devam ediyor.
Aklımda olan parçalardan hızlıca bir kombin yapıp makyaja geçtiğim sırada geliyor, sabahı konuşuyoruz cok mutlu oldugumu söylüyorum utanıyor keşke hergün yapabilsem diye. Hergün olursa anlamı olmaz arada olacakki tatlı olsun dıyorum. Bukadar realist olma hayal kuruyoruz diyor gülüşüyoruz. Bana nereye gideceğimizi söylemediği için ne giyeceğinde kararsız kalıyor acaba gideceğimiz yere uyarmı diye, ve o sırada aşkım sana nereye gittiğimizi söylesem sen ona göre kıyafet hazırlasan bana gidince gene şaşırırmısın?  önce bir kahkaha bende sonra gidip kocaman sarılıyorum. İzzet Çapa'nın Joke Perestroyka'sına  rezervasyon yaptırmış hem eğleniriz hem özel bir akşam yaşarız diye düşündüm diyor.
Hep doluymuş haftalardır peşindeyim özellikle salı günleri zaten haftasonundan daha fazla dolu oluyor zor oldu diyor. Az önce cıktıgım trafik gözümde büyüyor oraya baska ara gitsek nefesimiz kesilir şimdi diyorum, Çok sevıneceğini düşünmüştüm zor yaptırdım yer kalmıyor derken ben su alayım diye kalkıyorum mutfakta tansaş poşetine sakladıgım hediyemi vermenin tam zamanı.
 Yok ben veririm su sana kalkma diyor, terlik alıyım ozaman dıyorum ben getırırım dıyor benım hedıye orada öyle beklerken ben söylicek yalan bulamıyorum kalkıyorum peşine. 800 kat sardıgımpoşetlerin arasından hediyeyi uzatıyorum. Yüzündeki gülümseme herşeye değer. Hemen deniyor papilerini oh ne yakıştı. Bizim yakada güzel bir akşam yemeği yiyoruz. Ve böyle restaurantlarda porsiyonlar rakamlarıyla kıyaslanınca hakikaten az oluyor,Yiyoruz yiyoruz doymuyoruz neyıne senin tuku diyorum git ye burger oh mis doy, Mamalar bitince dünya kadar öde azıcık doy mantıgını kenara bırakıp bana hamburger al aşkım doymadım diyorum kendınede alıyor fastfood yemeden doymayan bünyemiz bir oh cekiyor, Ama kociş nasıl gülüyor halimize biz akıllanmayız diye.
23'e doğru tatlı yiyip cay içeriz sıcak bogazlarıma iyi gelir diye Midpoint'e geçiyoruz, Zaman su gibi geçiyor eskiye dair hayaller şimdiki zamanla kıyaslıyoruz, eskiden diyor nasıl bir eşim olacak diye hayal ederdim, 8 yıldır herşeyim oldun, şimdi nasıl bir cocugumuz olucak diye düşünüyorum diyor. Yüzündeki merhameti duygusallığı, yüz hatları, konuşurken ki mimikleri, nekadar aşık olduğumu hissediyorum .. benim elim başıma yaslanmış onu izliyorum. İyiki diyorum iyiki demişim 8sene önce bugun sana aşık oldum diye.iyiki..